Şayet Bu Yazımda Ağrı Dağı Meteor Diyadin Kaplıcalarını Yazdığımı Düşünüyorsanız Bu Haberi Okumanıza Gerek Yok Demektir   Karapapak ,Terekeme ve Kürtler barış içinde sevgi saygı içinde yaşayan bir kentin saygın bireyleridir, Ağrı il sınırları içerisinde Müslüman Şafii Kürtler ve Hanefi  kara papak ve terekeme Türkleri yaşam sürmektedir. Nerede ise  başkada dışardan atanmış memur ve asker dışında hepsi kürt ve terekeme dir hiç göç almayan tek ildir diyebiliriz, .bunlar bir birini seven iyi geçinen kız alıp veren insanlardır.   Kışları çok çetin dondurucu soğuklar yazları serin geçen bir ildir, ekonomik olarak Türkiye normlarınınçok altında; İstanbul, İzmir, Kocaeli, Manisa, Denizli, Aydın,Ankara, Bursa; gibi illere göç yaşanmakta olan insanların kentidir Ağrı,  Zakir Kaya Kitaplarının 2.Baskısı çıktı iletişim kurmak için tıklayınız. Hayvancılık ve tarım zayıflamış fabrika bacaları tütmeyen bir il olarak dikkat çekmektedir.   Sağlık alanında Profesör. Dr. ilde neredeyse h

Giriş Milliyetçilik ve vatanseverlik, toplumların birlik ve dayanışma içinde kalmasını sağlayan önemli duygulardır. Ancak, bu kavramlar bazıları için sadece sembolik değer taşımakta ve siyasi çıkarlar için manipüle edilmektedir. Türkiye'de, milliyetçi semboller, politikacılar ve ünlüler tarafından vatanseverlik göstergesi olarak kullanılmakta,Bu makalede, Bozkurt işaretinin tarihsel ve kültürel bağlamı ele alınacak, siyasi söylemlerde ve ünlülerin davranışlarında nasıl kullanıldığı incelenecek ve toplumsal etkileri tartışılacaktır. Bozkurt İşaretinin Tarihsel ve Kültürel Bağlamı Bozkurt işareti, Türk mitolojisinde ve tarihinde önemli bir yer tutar. Türklerin Ergenekon Destanı'nda, Bozkurt figürü, milletin yeniden doğuşunu ve özgürlüğünü simgeler. Modern Türkiye'de ise bu sembol, milliyetçi hareketler ve partiler tarafından benimsenmiş ve yaygınlaştırılmıştır. Ancak, sembolün siyasi ve toplumsal kullanımı, orijinal anlamının kaymasına ve farklı yorumlanmasına yol açmıştır. A

  1 Temmuz 2024 itibariyle, İzmir Ticaret Odası (İZTO) üyesi fırınlarda 200 gram ekmeğin fiyatı 10 TL olacak. Haziran ayı olağan toplantısında alınan bu karar, ekmeğin gramajının 220 gramdan 200 grama düşürülmesini ve fiyatının 9 TL'den 10 TL'ye yükseltilmesini öngörüyor. Bu değişiklik, İzmirliler arasında ciddi tartışmalara yol açmış durumda. Peki, bu zam kararı gerçekten kamu yararına mı yoksa İzmir halkına bir saygısızlık mı? Ekmeğin Temel Bir Gıda Olarak Önemi Ekmek, toplumumuzda temel bir gıda maddesi olarak önemli bir yere sahiptir. Hem besleyici değeri hem de uygun fiyatı sayesinde, özellikle dar gelirli aileler için vazgeçilmezdir. Bu nedenle ekmeğe yapılan her zam, geniş bir kesimi doğrudan etkiler. İzmir'de ekmeğin fiyatının artırılması, bu açıdan büyük bir önem taşımaktadır. Zam Kararının Arka Planı İZTO'nun bu zam kararını alırken, maliyet artışlarını gerekçe gösterdiği anlaşılmaktadır. Un, maya, enerji ve işçilik gibi girdilerin fiyatlarındaki artışlar, fır

  AĞRI'DA RAMİZ ERDEM İLKOKULUNDA OKUDUM PEKİ RAMİZ ERDEM KİMDİR? Ramiz Erdem, Türk siyasetçi, avukat ve yazar. 1920 yılında Ağrı'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ağrı'da tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.  1946 yılında Demokrat Parti'ye katıldı ve 1950-1960 yılları arasında Ağrı milletvekilliği yaptı. Siyasi hayatı boyunca çeşitli bakanlıklar ve komisyon başkanlıkları görevlerinde bulundu.  1960 darbesinden sonra Yassıada Mahkemesi'nde yargılandı ve idam cezasına çarptırıldı. Ancak cezası müebbet hapse dönüştürüldü. 1964 yılında affedilerek serbest bırakıldı.  Daha sonra Adalet Partisi'ne katıldı ve 1965-1977 yılları arasında tekrar Ağrı milletvekilliği yaptı. Bu dönemde de bakanlık ve komisyon başkanlığı görevlerinde bulundu.  1980 darbesinden sonra siyasetten çekildi ve avukatlık yapmaya başladı. Ayrıca birçok kitap yazdı ve gazetelerde makaleler yayınladı. Ramiz Erdem, 1999 yılında Ankara'da vefat etti. Ramiz Erdem İl

Giriş Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü, 19. yüzyılın sonlarından itibaren hızlanmış ve bu süreç I. Dünya Savaşı sonrası imzalanan antlaşmalarla resmileşmiştir. Ancak bu çöküş, yalnızca iç sorunların veya askeri başarısızlıkların değil, aynı zamanda emperyalist devletlerin Osmanlı toprakları üzerindeki çıkarlarının bir sonucu olarak şekillenmiştir. Bir proje olarak imparatorluğun parçalanması, Batılı güçlerin bölge üzerindeki stratejik hedefleri ve Osmanlı’nın elindeki zengin toprakları paylaşma arzularının bir sonucuydu. Bu makale, Osmanlı’nın nasıl parçalandığını, kaybettiği toprakları ve bu süreçte dilsel, kültürel ve toplumsal kayıpları ele alacaktır. Osmanlı Topraklarının Parçalanması: Bir Proje Mi? Osmanlı İmparatorluğu, uzun yıllar boyunca çeşitli etnik gruplara ev sahipliği yapan çok uluslu bir yapıya sahipti. Ancak 19. yüzyıl boyunca dış güçlerin etkisiyle, Osmanlı toprakları bir dizi bağımsızlık ve ayrılıkçılık hareketleriyle karşı karşıya kaldı. İmparatorluğun parçalanması,