Zakir Kaya: GERÇEKLERİN ER YA DA GEÇ ORTAYA ÇIKMA GÜCÜ
Gerçek, zamanın derinliklerine gömülebilir, üzeri örtülebilir, türlü baskılarla gizlenebilir. Ancak, hiçbir güç onu sonsuza kadar saklayamaz. Hakikat, en karanlık dehlizlerden bile yolunu bularak gün ışığına çıkar. Bu kaçınılmaz bir yasadır. Tarih boyunca nice imparatorluklar, otoriter rejimler, güç odakları ve çıkar çevreleri gerçeği çarpıtmaya çalıştı, ama sonunda hepsi tarihin çöplüğüne gömüldü. Çünkü gerçek, zamandan bile güçlüdür.
Hakikatin Önünde Engeller Duramaz
Güçlü olanın yazdığı tarih kitapları gerçeği çarpıtabilir, medya manipüle edilebilir, yalanlar gerçek gibi sunulabilir. Ama bu sadece kısa vadeli bir illüzyondur. Galileo'yu susturmaya çalışan Engizisyon, onun hakikatini sonsuza kadar saklayamadı. Berlin Duvarı'nı inşa edenler, halkın gerçeğe susamış iradesini durduramadı. Apartheid rejimi, adaleti bastırabileceğini sandı, ancak sonunda çöktü.
Bugün de benzer çarpıtmalarla hakikat örtülmek isteniyor. Bilgi kirliliği, propaganda ve sansürle gerçeklerin üstü örtülse de, toplumlar eninde sonunda hakikate ulaşacaktır. Çünkü tarihte her zaman olduğu gibi, gerçeklerin üstünü örtenler değil, gerçekleri savunanlar kazanır.
Bilim ve Hukuk: Hakikatin Keskin Kılıcı
Bilim, insanlığın karanlıktan aydınlığa çıkmasını sağlayan en büyük güçtür. Kopernik, dünyanın evrenin merkezinde olmadığını söylediğinde aforoz edildi, Galileo yargılandı. Ama zaman, gerçeği onların lehine çevirdi. Bugün de bilim, yalanlarla örülmüş duvarları yıkmaya devam ediyor.
Aynı şekilde hukuk da gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayan en büyük dayanaklardan biridir. Yıllarca masum insanlara iftira atıldı, suçlar örtbas edildi, ama DNA testleri, yeni kanıtlar ve adalet mücadelesi sayesinde nice yalanlar çürütüldü. Geç de olsa hakikat hep galip geldi.
Bağımsız Gazetecilik: Hakikatin Kalkanı
Tarih boyunca, hakikatin en büyük düşmanları otoriter rejimler, yolsuzluğa bulaşmış yönetimler ve çarpıtılmış medya olmuştur. Ancak, gerçek gazeteciler her zaman onların korkulu rüyası olmuştur. Watergate Skandalı, tek bir gazetecilik soruşturmasıyla Amerikan başkanının istifasına yol açtı. Wikileaks belgeleri, dünyanın en güçlü devletlerinin saklamak istediği karanlık gerçekleri açığa çıkardı.
Bugün de benzer baskılar sürüyor. Tehdit edilen, hapsedilen, hatta öldürülen gazeteciler var. Ama şu da bir gerçek: Hakikat, bir kişinin ağzından çıksa bile milyonlara ulaşır. Bir gazeteci öldürülebilir, ama gerçeğin yayılmasını durduramazlar. Çünkü hakikat, susturulamaz bir çığlıktır.
Toplumsal Hafıza: Unutmak, Hakikati Öldürmektir
En büyük tehlike, gerçeklerin unutulmasıdır. Tarih, güçlülerin çarpıttığı bir anlatı olabilir, ama toplumsal hafıza, gerçeğin en büyük dayanağıdır. Eğer toplumlar geçmişini unutursa, aynı hataları tekrar yaşarlar. Nazi Almanyası'nın vahşetleri, soykırımlar, baskı rejimleri... Bunlar unutulduğunda, aynı karanlık dönemler yeniden hortlar.
Bugün yaşanan olayları doğru bir şekilde kayıt altına almak, gerçeği korumak her bireyin sorumluluğudur. Unutulmaması gereken tek şey şudur: Tarih, yalanları yazanları değil, gerçekleri savunanları hatırlar.
Sonuç: Gerçekler, Eninde Sonunda Kazanır
Gerçek, her zaman baskılanabilir ama asla yok edilemez. Bilim, hukuk, gazetecilik ve toplumsal hafıza, hakikatin sarsılmaz temelleridir. Tarih boyunca gerçekleri saklamaya çalışanlar kaybetmiş, hakikati savunanlar kazanmıştır.
Bugün de aynı mücadele sürüyor. Ancak unutulmasın: Hakikat, zamandan bile güçlüdür. Ve zaman, her şeyin hakikatini ortaya çıkarır. Bugün yalan söyleyenler, yarının unutulmuş figürleri olacaktır. Ama hakikatin izini sürenler, tarihin ışığında yaşayacaktır.

Post Comment
Hiç yorum yok