Yakın zamanda Gönderiler




 

Flaş Haber

Zakir KAYA:İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin Rolü: İslam Hukukunun Diğer Büyük İmamlarla İlişkisi

 


İmam-ı Azam’ın Biyografisi ve Arabizme Karşı Tutumu

Giriş

İslam tarihinin en önemli alimlerinden biri olarak kabul edilen İmam-ı Azam, yani Ebu Hanife, sadece İslam hukukuna yaptığı katkılarla değil, aynı zamanda ilim ve fikir dünyasına kattığı derinliklerle de tanınır. Bu makalede, Ebu Hanife'nin hayatını, ilmi çalışmalarını ve özellikle Arabizme karşı tutumunu detaylı bir şekilde ele alacağım. Amacım, bu büyük alimin yaşamını ve düşünce dünyasını eksiksiz bir şekilde sunmaktır.

İmam-ı Azam’ın Hayatı

Gerçek adı Ebu Hanife olan İmam-ı Azam, 699 yılında Kufe’de doğmuştur. Babası Sabit, ticaretle uğraşan biriydi ve ailesinin Fars veya Türk kökenli olduğu yönünde çeşitli görüşler bulunmaktadır. Ebu Hanife'nin ailesinin Arap olmadığı kesindir, bu da onun İslam dünyasında evrensel bir ilim insanı olarak kabul edilmesine katkı sağlamıştır.

Ebu Hanife, küçük yaşlarda Kur’an-ı Kerim’i ezberlemiş, ardından Arapçanın dilbilgisi kurallarını (sarf ve nahiv), şiirini ve edebiyatını derinlemesine öğrenmiştir. Dönemin tanınmış alimlerinden biri olan İmam Şa’bî’nin tavsiyesi üzerine ticareti bırakıp ilim yoluna girmiştir. İmam-ı Azam, ilmi çalışmalarında mantık ve kelam ilimlerinde derinleşmiş ve çeşitli İslami disiplinlerde kendini geliştirmiştir.

İmam-ı Azam’ın İlmi Katkıları

Ebu Hanife, Hanefi mezhebinin kurucusu olarak bilinir. Hanefi mezhebi, günümüzde dünyanın birçok yerinde, özellikle Türkiye, Balkanlar, Orta Asya ve Hindistan alt kıtasında yaygındır. İmam-ı Azam’ın fıkıh usulü, kıyas ve istihsan gibi metodolojik yaklaşımları ile tanınır. Fıkıh, hadis, tefsir ve diğer İslam ilimleri üzerindeki çalışmaları, onu çağının ötesine taşımış ve İslam hukukunun temel taşlarından biri haline getirmiştir.

Arabizme Karşı Tutumu

İmam-ı Azam’ın Arabizme karşı tutumu hakkında net bilgiler bulunmamaktadır. Ancak ailesinin Arap olmadığı ve onun Fars veya Türk olduğu yönündeki görüşler, onun Arap kültürü ve diline karşı özel bir tavır geliştirmiş olabileceğini düşündürmektedir. Bu durum, İmam-ı Azam’ın Arap kültürü ve diline karşı bir eleştirisi olduğu anlamına gelmez, ancak onun ilim yolunda evrensel bir yaklaşım sergilediğini göstermektedir. İmam-ı Azam, Arap kültürüne karşı bir duruş sergileyip sergilemediği tam olarak bilinmemekle birlikte, ilim yolunda evrensel bir yaklaşım sergilediği açıktır. Bu yaklaşım, onun Arap kültürü ile olan ilişkisini daha tarafsız ve objektif bir zeminde değerlendirmemize olanak tanır.

Yaşadığı Zorluklar

İmam-ı Azam’ın yaşadığı dönem, İslam dünyasında çeşitli itikadi fırkaların ortaya çıktığı ve Emevi hükümdarlarının Ehl-i Beyt’e zulmünün devam ettiği bir dönemdi. Ebu Hanife, bu zorlu dönemde, mantığı çok kuvvetli olan bir kişi olarak, hiçbir fırkaya bağlanmadan ilim tahsilini ilerletmiştir. Onun kelam ilmine olan ilgisi ve katkıları, döneminin politik ve sosyal zorluklarına rağmen bilimsel tarafsızlığını koruduğunu göstermektedir.

Takvası, ilmi dürüstlüğü ve görüşlerini iktidara karşı kullanma cesareti, halk arasında büyük bir sevgi ve saygı kazanmasına neden olmuştur. Emeviler ve Abbasiler döneminde, siyasi iktidarla uyuşmazlıkları ve uzlaşmaz tavrı, onun bağımsız ve adil duruşunu daha da pekiştirmiştir.

İmam-ı Azam'ın Zorluklarla Dolu Hayatı

İmam-ı Azam Ebu Hanife, yaşamı boyunca çeşitli zorluklarla karşılaşmış önemli bir İslam alimidir. Hayatı boyunca İslam dünyasındaki politik ve sosyal değişimlerin etkisi altında kalmış, bazı zorlu dönemler geçirmiştir. Bunlar arasında, İslam toplumu içindeki itikadi fırkaların artması ve Emevi ve Abbasiler gibi siyasi iktidarların baskıları bulunmaktadır.

Özellikle, İmam-ı Azam'ın işkence gördüğü, hatta bazı rivayetlere göre zehirlendiği veya öldürüldüğü iddiaları tarih kaynaklarında yer almaktadır. Bu durum, onun ne kadar büyük bir cesaret ve azimle çalıştığını ve düşüncelerini savunduğunu göstermektedir.

Ancak, İmam-ı Azam'ın yaşadığı zorluklar sadece fiziksel değil, aynı zamanda entelektüel alanda da mevcuttur. Onun, dönemindeki farklı düşünce ekollerine karşı duruşu ve bağımsız fikirleri, İslam düşüncesinde derin izler bırakmıştır.

Ebu Hanife'nin kendi eliyle yazdığı veya derlediği bir kitap bulunmamaktadır. Ancak, onun öğrencileri tarafından derlenen ve aktarılan birçok eseri vardır. Bu eserler genellikle onun fetvalarını, görüşlerini ve fıkhi metodolojisini içermektedir. Öğrencileri, onun öğretilerini derlemek için yazılı kaynaklar oluşturmuşlardır.

Ebu Hanife'nin en önemli öğrencileri arasında İmam Muhammed bin Hasan el-Şeybani ve İmam Ebu Yusuf bulunmaktadır. Bu öğrencileri, Ebu Hanife'nin metodolojisini ve öğretilerini korumak ve yaymak için çalışmışlardır. Dolayısıyla, Ebu Hanife'nin öğretileri ve fıkhi görüşleri, onun öğrencileri tarafından derlenen eserler aracılığıyla günümüze kadar ulaşmıştır.

Ebu Hanife'nin öğrencileri tarafından derlenen ve onun öğretilerini içeren bazı önemli kitapların isimleri:

  1. El-Fıkhü'l-Ebsat: İmam Ebu Yusuf tarafından yazılan bu eser, Ebu Hanife'nin fıkhi görüşlerini ve fetvalarını içermektedir. Hanefi fıkhının temel eserlerinden biridir.

  2. Kitabu'l-Aşar: İmam Muhammed bin Hasan el-Şeybani tarafından derlenen bu kitap, Ebu Hanife'nin fıkhi görüşlerini ve fetvalarını içermektedir. Hanefi mezhebinin en önemli kaynaklarından biridir.

  3. Muvatta' İmam Muhammed: İmam Muhammed bin Hasan el-Şeybani'nin Ebu Hanife'nin öğretilerini içeren bir eseridir. Muvatta' İmam Muhammed, Ebu Hanife'nin fıkhi metodolojisini ve hükümlerini aktarmaktadır.

Diğer Büyük İmamlar ve Mezhepler

İmam Malik (Malik bin Enes)

İmam Malik bin Enes, 711 yılında Medine’de doğmuş ve Maliki mezhebinin kurucusudur. O, Medine’de yetişmiş ve burada Peygamberimiz Muhammed’in (s.a.v) torunlarından ve sahabelerinden öğrendiği hadisleri derlemiştir. İmam Malik’in en ünlü eseri Muvatta’dır, bu eser İslam hukuku ve hadis konusunda önemli bir kaynak olarak kabul edilir. İmam Malik'in fıkhı, Medine halkının uygulamalarına dayanır ve bu uygulamalar onun metodolojisinde büyük bir rol oynar.

İmam Şafii (Muhammed bin İdris eş-Şafii)

İmam Şafii, 767 yılında Gazze’de doğmuş ve Şafii mezhebinin kurucusu olmuştur. İmam Şafii, İmam Malik’in öğrencisi olarak Medine’de eğitim görmüştür. Onun fıkıh usulü, kıyas ve istihsan yöntemlerini sistematik hale getirmiştir. En ünlü eseri el-Risale, İslam hukukunun usulü hakkında yazılmış ilk kitaplardan biridir. İmam Şafii, hukuk ve hadis biliminde derinlemesine çalışmalar yaparak, İslam hukukunun temel prensiplerini geliştirmiştir.

İmam Hanbeli (Ahmed bin Hanbel)

İmam Ahmed bin Hanbel, 780 yılında Bağdat’ta doğmuş ve Hanbeli mezhebinin kurucusudur. İmam Hanbel, hadis ilmine verdiği önemle tanınır ve en önemli eseri olan Müsned, hadisleri derlediği büyük bir külliyattır. İmam Hanbeli, katı bir şekilde Kur’an ve sünnete bağlı kalmış ve kendi içtihadında hadisleri esas almıştır. Onun yaklaşımı, hadislerin doğru anlaşılmasına ve uygulanmasına büyük önem vermiştir.

İmam Cafer es-Sadık (Cafer bin Muhammed)

İmam Cafer es-Sadık, 702 yılında Medine’de doğmuş ve 765 yılında vefat etmiştir. Caferi mezhebinin kurucusu olarak kabul edilir ve Şii İslam'ın altıncı imamıdır. İmam Cafer es-Sadık, hem Şii hem de Sünni kaynaklar tarafından büyük bir alim ve fakih olarak tanınır. Onun öğretileri, özellikle içtihat ve fıkıh konularında derinlemesine analizler içerir. Caferi mezhebi, İmam Cafer es-Sadık’ın görüşlerini esas alır ve onun ilmî ve ahlaki rehberliği, mezhebin temel prensiplerini oluşturur.

Sonuç

İmam-ı Azam Ebu Hanife, İslam hukukunun dört büyük mezhebinin ilki olan Hanefi mezhebinin kurucusudur. Diğer büyük İmamlar olan İmam Malik, İmam Şafii ve İmam Hanbeli ise sırasıyla Maliki, Şafii ve Hanbeli mezheplerinin kurucularıdır. Ayrıca, İmam Cafer es-Sadık, Şii İslam'ın temel fıkıh ekolü olan Caferi mezhebinin kurucusu olarak tanınır. Bu büyük İmamlar, İslam hukukunun çeşitliliğini ve zenginliğini temsil ederler. İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin hayatı ve çalışmaları, bu bağlamda daha geniş bir perspektifle değerlendirildiğinde, onun İslam dünyasındaki eşsiz konumunu daha iyi anlamamıza yardımcı olur.

Prof.Dr.Zakir Kaya

Yararlandığım Kaynaklar

  1. Watt, W. Montgomery. Islamic Philosophy and Theology. Edinburgh University Press, 1985.
  2. Hodgson, Marshall G. S. The Venture of Islam. University of Chicago Press, 1974.
  3. Schacht, Joseph. An Introduction to Islamic Law. Oxford University Press, 1964.
  4. Makdisi, George. The Rise of Colleges: Institutions of Learning in Islam and the West. Edinburgh University Press, 1981.

Hiç yorum yok