Bu gün görüntüleme sayısı

PROF. DR. ZAKİR KAYA'NIN EN YENİ BAŞMAKALELERİNİ İLK SİZ OKUYUN! FİLOLOJİK, TARİHİ VE BİLİMSEL DERİNLİK İÇEREN ÖZEL ANALİZLER! ENTELEKTÜEL ALANDA ÖNCÜ ARAŞTIRMALARI VE GÜNCEL TEZLERİ KEŞFET! PROF. DR. ZAKİR KAYA'NIN KALEMİNDEN DÜŞÜNCE DÜNYASINA YÖN VEREN İÇERİKLER.

Zakir Kaya’ Aras'ın Hikayesi- Part-7

 

Prof. Dr. Zakir Kaya’ Aras'ın Hikayesi- Part-7

Prof. Dr. Zakir Kaya’ Aras'ın Hikayesi- Part-7

GİRİŞ

Bu roman, insanlığın en derin yaralarını deşen, unutulmuş tarihlerin ve bilincin karanlık köşelerini aydınlatan bir yolculuktur. İyilik ve kötülüğün sınandığı, dilin ve milletçiliğin gizemli labirentlerinde dolaşan Aras’ın hikayesi, sadece bir bireyin değil; tüm insanlığın kaderiyle yüzleşmesini anlatır.

Her kelimesinde insanın varoluş sancısı, kültürlerin çatışması ve evrensel bilginin gücüyle yoğrulmuş bu eser, okuru düşündürmeye, sorgulamaya ve en önemlisi de birleşmeye davet eder. Çünkü gerçek aydınlanma, bölünmekten vazgeçip, ortak akılla ve iyilikle mümkündür.

39 -44-- Sayfa Aralığı.

“Evet,” dedi Hakkı. “Burası, düşünceyi uyandırmak için inşa edilmiş bir mekân. Ve sen,” diye Aras’a döndü, “bu sembolleri çözebilecek zihinsel kapılara sahipsin.”

 

Hilal, duvarın sağ köşesindeki küçük oyuğa yöneldi. Oradan eski bir defter çıkardı. Derisi yıllanmış, köşeleri aşınmıştı. Aras’a uzattı.

“Bu defter, bu evde kalan eski bir araştırmacıya aitti. Buraya geldiğinde senin gibi gençti. Dil, sembol, bellek üzerine çalışıyordu. Ama bir gecede ortadan kayboldu. Onun yazdığı son şeyler bu defterde.”

Aras sayfaları çevirdi. Yazılar hızlı, panik halinde yazılmış gibiydi. Bazı satırların üzeri karalanmıştı. Ama aralarda belli belirsiz bir şeyler göze çarpıyordu: "üç bilinç... ses taşları... hatırlama korkusu...".

“Bu… bu ses taşları nedir?” diye sordu Aras.

Hakkı gözlerini kıstı. “Onlar sıradan taşlar değil. Üzerlerinde işitilemeyen frekansta mesajlar taşıyan doğal kristal izleri var.

Sadece doğru frekansta zihinsel odaklanma ile okunabilirler. Ve Arşiv Evi’nin altında, bir bölümde saklanıyorlar.”

Selin ürperdi. “Alt katta mı?”

Hilal başını salladı. “Evet. Ama hemen gidilmez. O taşlar, zihinsel olarak hazırlıksız olanlara halüsinasyonlar gösterebilir.”

Aras boğazını temizledi. “Hazırım. Oraya inmeliyiz. Cevaplar orada.”

“Ve tehlike de,” dedi Hakkı. “Ama artık geri dönüş yok.”

Hafızanın Alt Katı

İzmir’deki Arşiv Evi’nin içindeki sessizlik, aşağıdan gelen boğuk bir yankıyla bozuldu. Hakkı, kitaplığın arkasındaki gizli geçidi yavaşça araladı. Ağır taş kapak, sürtünürken yılların tozunu saldı. Aras içini çekti; içine bastırılmış bir merakla, ayaklarının altında açılan o eski taş merdivenlere baktı.

Selin tereddütlüydü, ama o da geri durmadı.

“Burası… ne zamandır kapalı?” diye sordu Selin, hafif bir tedirginlikle.

Hilal elindeki lambayı yaktı. “Yaklaşık kırk yıl. Sadece zihinsel testi geçenlere açılır. Buraya giren herkes sağ çıkmadı.”

Aras bir an duraksadı. “Ama neden? Burası sadece taşlarla dolu bir mahzen değil mi?”

Hakkı cevapladı. “Burası, bilinçte derin kazılar yapanların mekânı. Her taş, zihnin alt katmanlarına hitap eden bir sembol içerir. Okuyamazsan zarar vermez, ama yanlış okursan seni içine çeker.

”Merdivenler daraldıkça, ortam daha da soğudu. Rutubetli hava eski zamanların küf kokusunu taşıyordu. Taş duvarların arasındaki lambalar loş bir aydınlık yayıyordu; titreşen gölgeler, mekânı bir rüya ile kâbus arası bir atmosfere sokuyordu. Her adımda, Aras’ın kalbi daha hızlı çarpıyor, derinlerde bastırılmış korkuların sesi zihninde yankılanıyordu.

Aşağıdaki mahzene vardıklarında, Aras gözlerini alıştırmaya çalıştı. Ortada, yere dairesel olarak dizilmiş yirmi adet taş blok vardı.

Üstlerinde eski, silik yazılar okunuyordu; kimi Arapça, kimi Osmanlıca, kimi ise çok daha eski bir alfabenin izlerini taşıyordu.

Hakkı ağır adımlarla öne çıktı ve bir eliyle havada beliren o eski yazıların üzerini işaret etti. “Her taş, unutulmuş bir kelimeyi, bir anlamı taşıyor. Bunlar insanlığın bilinçaltında saklanan, dilin kayıp parçaları.”

Aras bir taşın üzerine eğildi, parmaklarıyla hafifçe dokundu. Sanki kelime parmaklarının ucundan beynine doğru aktı: "zaman."

“Bu kelimeler ne anlama geliyor? Neden burada?” diye sordu Aras, sesi titrek ama meraklı.

Selin yanına yaklaştı, sesini alçaltarak, “Burası sadece bir depo değil, burada dilin ve düşüncenin derin yapısına ait sırlar saklanıyor. Bu taşlar, geçmişten geleceğe köprü kuruyor.”

Hilal, elindeki lambayı taşlardan birine tuttu. “Bu taşları anlamak için önce kendi içindeki dilin sınırlarını aşman gerek. Çünkü dil, sadece kelimeler değil, düşüncelerin kodudur.”

Bir an için ortam daha da karardı, lambaların ışığı azaldı; sanki mahzen karanlığa teslim oluyordu. Aras, nefesini tutarak etrafına baktı.

“Burada ne tür bir sınav bekliyor bizi?” diye sordu.

Hakkı derin bir nefes aldı. “Burada, zihnin alt katmanlarına iniyorsun. Her yanlış anlam, seni karanlıkta kaybetme riski taşır. Ama doğru çözüm, seni hakikate yaklaştırır. Aras, senin görevin sadece kelimeleri okumak değil, onları anlamak ve yeniden canlandırmak.”

Aras başını salladı, gözlerinde kararlılık belirdi. “Hazırım.”

Birden taşlardan biri hafifçe titreşti. Yerin altında gizlenmiş kadim bir ses, fısıltı gibi duyuldu: Gerçek, dili aşan yerde saklıdır.”

Ve o anda, Aras bir adım daha attı; bilinmezlikten korkmadan, hakikatin derinlerine inmeye başladı.Mahzenin derinliklerinde yankılanan o kadim fısıltı, Aras’ın zihninde bir titreşim yarattı. Dilin sınırlarının ötesinde bir gerçeklik vardı; ancak bunu kavrayabilmek için önce kendi iç dünyasının sınırlarını aşması gerekiyordu.

“Gerçek, dili aşan yerde saklıdır…” cümlesi, zihninde bir anahtar gibi döndükçe, taş blokların üzerindeki eski yazılar birbiri ardına anlam kazanmaya başladı. Her kelime, her harf, bir sembolü, bir kodu temsil ediyordu. Bu, sıradan bir metin değildi; bir zamanlar söylenmiş, sonra unutulmuş, kaybolmuş ama asla yok olmamış bilgeliğin yankısıydı.

Devamı 02-09-2025



1.BÖLÜMÜ OKU
https://kayazakir.blogspot.com/2025/07/zakir-kaya-aras-roman-2025-.html





TELİF HAKKI BEYANI

Bu eser, Prof. Dr. Zakir Kaya’nın  çalışmasıdır ve tüm hakları saklıdır. İzinsiz çoğaltılması, yayımlanması ve paylaşılması yasaktır. Bilimsel, edebi ve kültürel değerler taşıyan bu roman, araştırmacı gazetecilik ve filoloji disiplinlerinin kesişim noktasında güçlü bir anlatımla sunulmuştur.

Prof. Dr. Zakir Kaya’ Aras'ın Hikayesi- Part-7



Yorumlar