Prof. Dr. Zakir Kaya’Aras'ın Hikayesi- Part-5
GİRİŞ
Bu roman, insanlığın en derin yaralarını deşen, unutulmuş tarihlerin ve bilincin karanlık köşelerini aydınlatan bir yolculuktur. İyilik ve kötülüğün sınandığı, dilin ve milletçiliğin gizemli labirentlerinde dolaşan Aras’ın hikayesi, sadece bir bireyin değil; tüm insanlığın kaderiyle yüzleşmesini anlatır.
Her kelimesinde insanın varoluş sancısı, kültürlerin çatışması ve evrensel bilginin gücüyle yoğrulmuş bu eser, okuru düşündürmeye, sorgulamaya ve en önemlisi de birleşmeye davet eder. Çünkü gerçek aydınlanma, bölünmekten vazgeçip, ortak akılla ve iyilikle mümkündür.
26-32- Sayfa Aralığı.
Karanlıkla Yüzleşme
Fakat bu aydınlanma yolunda, karanlık güçler de vardı. Milliyetçi güçlerin gölgesi, insanları bölmeye devam ediyor, bilgiye karşı
direniş yaratıyordu.
Aras ve ekibi, sadece akademik bir mücadele vermiyor, aynı zamanda insanlığın ruhuna yönelik bir savaş veriyordu.
İçsel Yolculuk
Aras, zaman zaman kendisiyle de hesaplaşıyordu. Bilginin ve umudun yükü ağırdı.
“Bu sorumluluk beni aşabilir mi?” diye sordu kendi kendine. Ama içindeki ateş sönmüyordu.
Bu yol, sadece dünyayı değil, kendini de yeniden keşfetmekti.
İzmir’in Işıkları
Şehrin üstüne yayılan güneş ışığı, yeni başlangıçların müjdecisiydi.
Aras, tünellerden çıkarken, kentin karmaşası içinde kendi yolunu bulmak için hazırdı.
Yeni Müttefikler
Aras ve Selin, akademik ve ruhani farklılıklarına rağmen ortak bir hedefte buluşmuşlardı. Bu, yalnızca bir dostluk değil, insanlığın
geleceği için bir ittifaktı.
Tehlikenin Gölgesi
Ancak düşmanlar yalnızca dışarıda değildi. Ekip içinde de farklı görüşler çatışıyor, kimi zaman ihanete varan
gerilimler yaşanıyordu.
Bilginin Gücü ve Sorumluluğu
Aras, artık biliyordu; bilgi bir silah, aynı zamanda büyük bir sorumluluktu. Yanlış ellerde felakete dönüşebilirdi.
Dilin Evrenselliği
Birleşmenin anahtarı, dildeydi. İnsanlığın ortak dili henüz bulunmamıştı ama Aras, bu hedef için ilk adımları atıyordu.
Karanlıkta Fısıltılar
İzmir’in gece yarısına inen soğuk nefesi, sokak lambalarının titrek ışıkları altında titriyordu. Aras, elindeki eski not defteriyle
bir yandan şehrin labirent gibi dar sokaklarında hızla ilerliyordu. Arkasında duyduğu ayak sesleri, kalbine buz gibi korkuyu üflüyordu.
Her köşe başı, her gölge ona tehdit gibi yaklaşırken, zihninde tek bir soru
yankılanıyordu: "Kim izliyor beni? Ve neden?"
Bir anda, keskin bir çığlık gölgenin içinden yükseldi. Aras duraksadı. Gözlerini karanlığa dikip nefesini tuttu. Ses, birinin çaresiz
çırpınışıydı.
Adımlarını hızlandırdı, gölgenin kaynağına doğru ilerlediğinde, karşısına çıkan tablo tüm dünyasını
altüst etti: Yerde baygın halde yatan Selin, yüzünde donuk bir dehşet ifadesi.
“Selin!” diye bağırdı Aras, diz çöküp onu kontrol ederken, gölgeler arasından sinsi bir gülüş yankılandı.
“Bilgi, bazen canından eder, Aras.”
Aras başını kaldırdı; karanlık bir figür adım adım ona yaklaşıyordu. Gözleri soğuk, yüzü donuktu; içinde kötülüğün
ilkel ateşi yanıyordu.
“Senin peşinde olduğumu anlamanı istedim,” dedi figür, “Ve ne pahasına olursa olsun seni durduracağım.”
İzmir’in eski taş duvarları arasında, insanlığın en karanlık sırları için verilen bu savaş, sadece bilgi değil, hayat
savaşıydı.
Aras, karanlıkla yüzleşmek zorundaydı. Hem dışarda hem kendi içinde.
Gölgenin Oyunu
Selin’in gözleri yavaşça aralandı. Aras, panikle ona baktı. “Selin, ne oldu sana? Kim yaptı bunu?” diye sordu, sesi titrek ama kararlıydı.
Selin, zor da olsa konuşmaya başladı: “Aras… laboratuvarda… birileri geldi… o veriyi çaldılar… bizi izliyorlar… ve daha fazlası
var… çok tehlikeli…”
Aras, etrafına bakındı. Depo, soğuk ve karanlıktı. Sadece uzakta siren sesleri duyuluyordu. O an, kapıdaki gölge birden harekete geçti. Aras refleksle
Selin’i korumaya çalıştı. Gölge, yavaşça görünür oldu: siyah paltolu, yüzü saklı biri.
“Bunu bırakın,” dedi derin, tehditkâr bir sesle, “yoksa ikiniz de yok olursunuz.”
Aras, içinde bir öfke ve korku karışımı hissetti. “Biz sadece gerçeği arıyoruz. İnsanlık için.” dedi.
“Gerçek mi?” Gölge gülümsedi. “O gerçek ki seni tüketir, delirtir, yok eder.”
Bir anda depoda patlama sesi yankılandı. Toz ve duman yükselirken, Aras ve Selin koşarak dışarı fırladılar. Arkalarında çığlıklar,
kovalamacalar, sessiz ölüm oyunları vardı.
İzmir’in karanlık sokakları, şimdi onların kaçış ve mücadele alanıydı. Her adımda bir sır, her köşede bir
tuzak.
Aras biliyordu ki; bu sadece bilimsel bir araştırma değil, insanlığın kaderini değiştirecek bir savaşın başlangıcıydı.
1.BÖLÜMÜ OKU
https://kayazakir.blogspot.com/2025/07/zakir-kaya-aras-roman-2025-.html
TELİF HAKKI BEYANI
Bu eser, Prof. Dr. Zakir Kaya’nın çalışmasıdır ve tüm hakları saklıdır. İzinsiz çoğaltılması, yayımlanması ve paylaşılması yasaktır. Bilimsel, edebi ve kültürel değerler taşıyan bu roman, araştırmacı gazetecilik ve filoloji disiplinlerinin kesişim noktasında güçlü bir anlatımla sunulmuştur.
.png)
Yorumlar
Yorum Gönder