Bu gün görüntüleme sayısı

PROF. DR. ZAKİR KAYA'NIN EN YENİ BAŞMAKALELERİNİ İLK SİZ OKUYUN! FİLOLOJİK, TARİHİ VE BİLİMSEL DERİNLİK İÇEREN ÖZEL ANALİZLER! ENTELEKTÜEL ALANDA ÖNCÜ ARAŞTIRMALARI VE GÜNCEL TEZLERİ KEŞFET! PROF. DR. ZAKİR KAYA'NIN KALEMİNDEN DÜŞÜNCE DÜNYASINA YÖN VEREN İÇERİKLER.

Zakir Kaya: Mazı: Dilin Belleğinde Zamanın Ontolojisi



Zakir Kaya:  Mazı: Dilin Belleğinde Zamanın Ontolojisi


Prof. Dr. Zakir Kaya

“Mazı, zamanın değil, insanın belleğinde yankılanan bir sestir.”

Henri Bergson

Özet

Bu makale, “mazı” kavramının filolojik kökenlerinden yola çıkarak, zamanın dildeki temsiline ve geçmişin insan bilincindeki ontolojik statüsüne dair bir çözümleme sunmaktadır. “Mazı”, yalnızca geride kalan bir zaman dilimini değil; dilin, belleğin ve kimliğin birbirine eklemlendiği bir süreklilik alanını temsil eder. Bu yönüyle “mazı”, dilin zamansal bilinciyle insanın varoluşsal bilinci arasında köprü kuran bir kavram olarak ele alınmalıdır.

1. Giriş: Zamanın Dile Dönüşü

Zaman, insanın en eski sezgisel bilgisidir; fakat bu bilgi, doğrudan değil, dil aracılığıyla anlam kazanır. Dil, zamanı kavramsallaştırarak onu somut bir biçime dönüştürür. Türkçede “mazı” kelimesi, Arapça māḍī kökünden gelir ve “geçmiş olan”, “bitmiş bulunan” anlamlarını taşır. Ne var ki bu etimolojik çizgi, kelimenin yalnızca yüzeysel anlamına işaret eder. Çünkü “mazı”, dilin belleğinde donmuş bir zamansal gösterge değil; bilincin kendi geçmişiyle kurduğu dinamik ilişkinin bir yansımasıdır. Dilin içinde geçmiş, yalnızca “olmuş bitmiş” bir alan değildir; hatırlama, anımsama ve yeniden kurma süreçlerinin toplamıdır. Bu bakımdan “mazı”, insanın kendi varlığını zaman içinde anlamlandırma çabasının hem nesnesi hem de aracıdır.

2. Filolojik Boyut: Mazı’nın Dilsel Katmanları

Filoloji açısından “mazı”nın kökü, “m-ḍ-y” harflerinden türemiştir ve “geçmek, süzülmek, akmak” anlamlarını barındırır. Bu kök, Arap dilinde fiil kipleri arasında “geçmiş zamanı” ifade ederken, Türkçede zamanın bir kip haline dönüşmüş biçimidir. Yani “mazı”, hem bir zaman kategorisi, hem de dilsel bir kip sistemidir. Türkçede geçmiş zaman kipi (“-di”, “-miş”) birebir olarak mazı kavramının dilsel izdüşümüdür. Bu kipler, anlatıcının olaya tanıklık derecesini ve bellekle kurduğu epistemik ilişkiyi belirler. Dolayısıyla, bir dilin geçmiş zamanı nasıl kurduğu, o toplumun zamanı nasıl algıladığını da açığa çıkarır. Türkçedeki “-miş’li geçmiş zaman”ın tanıklık dışı, dolaylı bir bilgi taşıması; geçmişin bizdeki varoluş biçiminin de her zaman “dolaylı” ve “yeniden kurulmuş” olduğuna işaret eder.

3. Felsefi Boyut: Geçmişin Ontolojisi

Zamanın felsefesinde “mazı”, varlığın bir kategorisi değil, bilincin kendini geçmiş üzerinden yeniden üretme biçimidir. Heidegger’in deyişiyle insan, zamanın içine atılmış bir varlıktır; fakat bu atılmışlık, geçmişin edilgen bir birikimi değildir. Her hatırlayış, geçmişi yeniden yaratır; her anı, aslında bir “şimdi”nin içinden yeniden doğar. Bu bağlamda “mazı”, sabit bir geçmiş değil, yaşayan bir bellek alanıdır. Bergson’un “süre” (durée) kavramıyla kesiştiği noktada, geçmiş biriktirilen değil, akış içinde yeniden yaşanan bir olgudur. Dilin “mazı kipi” bu yeniden yaşantılamanın dilbilimsel formudur; çünkü geçmiş, anlatıldıkça yeniden var olur.

4. Sonuç: Mazı’nın İnsan Bilincindeki Yankısı

Mazı, geçmişin kapanmışlığı değil, bilincin sürekliliğidir. İnsan, geçmişiyle birlikte yaşar; geçmiş onun ardında değil, içinde taşınır. Dilin belleğinde yaşayan her kip, geçmişin bir izini, bir yankısını taşır. Bu nedenle “mazı”, sadece zamansal bir kategori değil, varoluşun dilsel biçimidir. Her “anlatı”, bir “mazı” yeniden inşasıdır. İnsan, konuştuğu her cümlede geçmişini yeniden kurar. Böylece dil, zamanı yalnızca adlandırmaz; onu yeniden var eder.

“Mazı’yı anlamak, geçmişi değil, insanı anlamaktır.”Zakir Kaya:  Mazı: Dilin Belleğinde Zamanın Ontolojisi

Yayımlanma notu: “Bu metin, Prof. Dr. Zakir Kaya’nın kaleminden, dilin belleğinde yankılanan bir zaman çözümlemesidir.”

Kaynakça

Bergson, H. (2006). Zaman ve Özgür İrade. (Çev. M. Tekin). İstanbul: İthaki Yayınları.

Heidegger, M. (2013). Varlık ve Zaman. (Çev. K. Ökten). İstanbul: Agora Kitaplığı.

Ricoeur, P. (2008). Zaman ve Anlatı. (Çev. M. Ali Kılıçbay). Ankara: Dost Kitabevi.

Saussure, F. de. (2001). Genel Dilbilim Dersleri. (Çev. B. Vardar). İstanbul: Multilingual Yayınları.

Aksan, D. (2009). Her Yönüyle Dil: Ana Çizgileriyle Dilbilim. Ankara: TDK Yayınları.

Derrida, J. (1997). Of Grammatology. Baltimore: Johns Hopkins University Press.

Kaya, Z. (2025). Mazı: Dilin Belleğinde Zamanın Ontolojisi. Sözün Güç Noktası Dergisi, 1(1), 1–10.

Anahtar Kelimeler

Mazı; Zaman Felsefesi; Dil Felsefesi; Filoloji; Ontoloji; Bellek; Zaman ve Dil; Türkçe Dilbilimi; Anlamın Tarihselliği; Bilincin Zamanı.

Yorumlar