Prof. Dr. Zakir Kaya – Bağımsız Gazeteci, Araştırmacı-Yazar
🔗 Paylaşın, tartışın, aydınlatın.
📧 Görüş ve katkılar için: egetimes@gmail.com
🔎 ORCID: 0009-0002-8035-2147
Her kelime, bir hatıradır. Anadolu kadınları yalnızca çocuk büyütmediler—kelime doğurdular, kültür taşıdılar, bir vatan inşa ettiler. Ama bugün, o kelimeler sessizleşiyor. Her eksilen sözcükle bir geçmiş daha kayboluyor, bir yaşama biçimi daha tarihin derinliklerine gömülüyor.
Bu makale yalnızca bir anlatı değil, bir çağrıdır: Bu dili kaybetmeyelim. Çünkü unutulan her kelime, yalnızca bir ses değil, bir kimliğin kaybıdır.
Anadolu Kadınlarının Dokuduğu Kelimelerle Örülü Yaşam
Anadolu kadınları Cibindirik’te uyudular, Göynek giydiler, Çalkamaç içtiler, Kaçamak yaptılar. Yorgan altına özlemlerini sakladılar, ekmeklerini teklediler, çocuklarına uğundurmadılar.
Evleri birer hafıza deposuydu. Tütün kokan odalar, kazanda kaynayan kelimeler, yün eğiren eller... Onların dilinde tarih vardı.
Bugün ise, bu kelimeler susuyor, bu sesler eksiliyor.
Kaybolan Kelime, Eksilen Hafıza
Bir toplum, dilini kaybettiğinde yalnızca konuşma biçimini değil, düşünme biçimini de kaybeder. Kaybolan her kelime, yalnızca sözlükten silinmez—bir kültürden eksilir, bir nesilden düşer.
Bugün "Çintme" dediğimiz yalnızca bir yemek değil, kaybolmuş bir mutfak kültürüdür. Bugün "Göynek" yalnızca bir kıyafet değil, bir geçmişin dokusudur. Bugün "Nahıra sürmek" yalnızca hayvan otlatmak değil, bir mirası sürdürebilmektir.
Ama artık bunlar, kitapların dipnotlarında kalıyor, sohbetlerde anı gibi konuşuluyor.
Bir millet, dilinden eksildiğinde yalnızca kelimelerini değil, bilincini de kaybeder.
Evrensel Bir Çağrı: Tüm Diller İçin
Kelime yalnızca bir harfler dizisi değildir. Bir çocuğun ilk sözüdür, bir annenin duasıdır, bir halkın hafızasıdır. Unutulan her kelime, yalnızca bir dil değil, bir yaşam biçimidir.
Bu yüzden, çağrıyı evrenselleştirelim:
Türkçe: "Kelime yaşarsa, halk yaşar. Hafıza kaybolursa, vatan eksilir."
Kürtçe: "Gotin dijî, gel dijî. Bîranî wenda bibê, welat serdana li dinê dike."
Lazca: "Megobreoba tsyo, natsyo kal imart." (Kelimeler ölürse, halk da ölür.)
Çerkesçe: "Зыхь зыхьап къатэ, къэкIэ зыхь." (Kelimeler yaşarsa, halk yaşar.)
Ermenice: "Բառերը մեռնելիս, ժողովուրդն էլ կորչում է։" (Kelimeler ölürse, halk da ölür.)
Zazaca: "Vıjəy tım o, mılye tım o. Xatır qırı bi, ey vatan eksər."
Son Söz: Kelimeler Yaşamalı
Kelimeler, yalnızca yazılmak için değil, anlatılmak için vardır. Geliniz, bu dili yaşatalım. Çünkü kaybolan her kelime, bir annenin sesi, bir çocuğun düşü, bir toprağın kokusudur.
🔗 Kaynaklar:
Anadolu'nun unutulan kelimeleri üzerine akademik araştırmalar (Türk Dil Kurumu ve kültürel çalışmalar)
Kürtçe, Zazaca, Lazca, Çerkesçe ve Ermenice gibi yerel dillerin korunması üzerine UNESCO raporları
Halkbilim ve etnografi uzmanlarının sözlü tarih çalışmaları


Yorumlar
Yorum Gönder