Bu gün görüntüleme sayısı

PROF. DR. ZAKİR KAYA'NIN EN YENİ BAŞMAKALELERİNİ İLK SİZ OKUYUN! FİLOLOJİK, TARİHİ VE BİLİMSEL DERİNLİK İÇEREN ÖZEL ANALİZLER! ENTELEKTÜEL ALANDA ÖNCÜ ARAŞTIRMALARI VE GÜNCEL TEZLERİ KEŞFET! PROF. DR. ZAKİR KAYA'NIN KALEMİNDEN DÜŞÜNCE DÜNYASINA YÖN VEREN İÇERİKLER.

Zakir KAYA : Sessizlik ve Anlamın Filolojisi

 Zakir KAYA : Sessizlik ve Anlamın Filolojisi


Felsefi Metinlerde Kayıp Harfler ve Söylenmeyen Sözler
Zakir KAYAKHA Akademik Makale

Sessizliğin Ontolojisi

“Susmak da bir söylemdir.” – Heidegger

Sessizlik, yalnızca anlatım biçimi değildir; varoluşsal bir duruştur. Felsefi metinlerde söylenmeyen, eksik veya yarım bırakılmış kelimeler, okuyucuyu anlam üretmeye davet eden aktif bir alan yaratır. Dilin sınırları, aynı zamanda düşüncenin sınırlarını da çizer; sessizlik bu sınırları görünür kılar.

Tipografi ve Sessizlik

Boşluk, anlamın nefesidir.”

Boşluk, tire ve üç nokta gibi yazı içi sessizlik araçları, yalnızca estetik değil, filolojik işlev de taşır. Her tipografik durak, okuyucunun zihninde bir boşluk yaratır; anlamın doğması için nefes alması gereken alan. Eksik harf veya yarım cümleler, metnin ritmini ve düşünsel temposunu belirler.

Arşivdeki Sessizlik

“Her eksik harf bir zaman kapsülüdür.”

Tarihsel belgelerdeki eksik harfler, sansürlenmiş bölümler veya silikleşmiş metinler, hem zamanın hem de anlamın izlerini taşır. Filolojik çözümleme, bu boşlukları ortaya çıkararak metnin tarihsel bağlamını ve felsefi derinliğini yeniden yorumlamamıza olanak tanır. Eksiklikler, pasif yokluk değil; aktif yorum alanlarıdır.

Zakir KAYA : Sessizlik ve Anlamın Filolojisi

Anonimlik ve Sessizlik

“Yazarın geri çekilmesi, metne alan bırakır.”

Yazarın kendini geri çekmesi, metinde anlamın çoğalmasını sağlar. Özellikle anonim anlatı deneyimleri, sessizlik ve boşlukla zenginleşir; okuyucu bu alanları doldururken hem metinle hem de kendi iç dünyasıyla etkileşime girer. Sessizlik, bir bilgelik ve özgürlük alanıdır.

Zakir KAYA : Sessizlik ve Anlamın Filolojisi

Sonuç: Küllerinden Doğan Anlam

“Küllerinden doğan anlam, sessizliğin ve eksikliğin içsel gücünde saklıdır.”

Felsefi metinlerde sessizlik, kayıp harfler ve söylenmeyen sözler, eksiklik değil; anlamın üretildiği, yorumun çoğaldığı ve okuyucunun aktif olduğu alanlardır. Filolojik çözümleme, bu boşlukların hem tarihsel hem de felsefi değerini ortaya koyar.

Yorumlar