Birleşmiş Milletler’e Açık Mektup
Giriş — Unutulan Sözün Tanıklığı
Birleşmiş Milletler 80 yıl önce halklara daha adil, daha güvenli bir dünya sözü verdi. Bugün o söz, veto kararlarının gölgesinde, savaşların sessiz tanığı haline geldi. Bu mektup, o sessizliğe karşı bir vicdan çağrısıdır. BM’nin kurucu vaadi ile bugünkü gerçek arasındaki uçurumu imza altına alıyor ve değişim için somut adımlar talep ediyoruz.
Neden Yazıyoruz?
BM Şartı’nda tanımlanan amaçlar açıktır: barışı korumak, insan haklarını savunmak, devletler arası dostluğu geliştirmek. Ancak bu amaçlar uygulamada ciddi kopukluklarla karşı karşıya. Kurumun meşruiyeti, sadece söylemle değil, eylemle sınanır.
Eksikler — Vicdanı Yaralayan Gerçekler
Veto Mekanizması: Güçlülerin Kalkanı
Daimi üyelerin veto hakkı, insani felaketleri durdurma potansiyelini felce uğratıyor. Veto, çoğu zaman jeopolitik çıkarların aracı haline geliyor; BM’yi “güçlülerin oyuncağı”na dönüştürüyor.
Soykırımlar Karşısında Sessizlik
Rwanda (1994) ve Srebrenica (1995) gibi trajediler, BM’nin zamanında ve etkili müdahale edemeyişinin acı sonuçlarıdır. Bu başarısızlıklar kurumun irade ve refleks eksikliğini gözler önüne seriyor.
Barış Gücü Skandalları
Barışı korumakla görevli personelin karıştığı cinsel istismar vakaları, BM’nin ahlaki otoritesini zedeliyor. Toleranssızlık politikaları var ama uygulama ve hesap verebilirlik hâlâ eksik.
Finansal Kırılganlık
Büyük bağışçıların ödemeleri kesmesi, BM’nin temel işlevlerini zayıflatıyor. Yardım, barışı koruma ve insan hakları çalışmaları sekteye uğruyor.
İnsan Hakları Mekanizmalarında Çifte Standart
Hak ihlallerine karışmış devletlerin İnsan Hakları Konseyi’ne seçilmesi, kurumun tarafsızlık iddiasını zedeliyor. Uluslararası tepkilerdeki çifte standartlar, evrensel adaletin altını oyuyor.
Bu Sadece BM’nin Sorunu Değil — Hepimizin Vicdan Sınavı
BM bir amaç değil, araçtır. Eğer araç bozulmuşsa, bedeli en zayıflar öder: mülteciler, siviller, çocuklar. Kurumun zayıflaması, savaş mafyalarının ve yolsuz güçlerin işine yarar.
Hukuki ve Vicdani Yükümlülük
BM Şartı, barışın korunması ve insan haklarının geliştirilmesi konusunda açık yükümlülükler getirir. Bu yükümlülükleri yerine getirmemek, sadece hukuki değil, etik bir iflas anlamına gelir.
Reform Talepleri — Vicdanın Teknik Çerçevesi
Aşağıda, uygulanması acil görülen ve hem siyasi hem teknik boyutları olan taleplerimiz var:
Veto Moratoryumu: Soykırım, geniş çaplı savaş suçları ve etnik temizlik gibi durumlarda daimi üyelerin veto hakkını gönüllü olarak askıya almaları; aksi halde Genel Kurul’un “Uniting for Peace” mekanizmasının otomatik devreye girmesi.
Güvenlik Konseyi Reformu: Coğrafi temsili artırılmış, daha geniş üyeli ve kritik konularda nitelikli çoğunluk gerektiren karar mekanizması.
Bağımsız Müdahale Gücü: Sivillerin korunmasına öncelik veren, çok uluslu, şeffaf komuta yapısına sahip hızlı müdahale rezervi.
Barış Gücü Hesap Verebilirliği: Suistimal iddialarında bağımsız, hızlı soruşturma; mağdura tazminat ve kamuya açık sonuç raporları.
Finansal Sürdürülebilirlik: Teminatlı ve öngörülebilir bütçe düzenlemeleri; donör kesintilerine karşı tazmin ve kriz mekanizmaları.
İnsan Hakları Konseyi Üyelik Kriterleri: Üyelik için somut insan hakları sicil kriterleri, bağımsız raporlama ve hızlı inceleme süreçleri.
Sivil Katılım ve Şeffaflık: Karar alma süreçlerinde STK ve mağdur temsilcilerinin etkin katılımı; tüm üst düzey kararlar için etki değerlendirmeleri ve denetim raporlarının kamuya açıklanması.
Sonuç — Vicdanın Çağrısı
BM, 20. yüzyılın en cesur projesiydi. Cesaret sadece bir kez gerekmiyor — cesaret, mağdurların sesi olmayı sürdürmektir. Biz gazeteciler, akademisyenler ve yurttaşlar olarak BM’den sözde değil, özde barışı ve adaleti savunmasını talep ediyoruz. Bu bir hatırlatma değil, bir zorunluluktur: BM ya kurucu sözünü hatırlar, ya da tarih onu halkların değil, güçlerin örgütü olarak yazacaktır.
İmza: Prof. Dr. Zakir Kaya — Araştırmacı Gazeteci, Kaya Haber Ajansı
Tarih: [25/09/2025]
ENGLISH FORMAL OPEN LETTER
To: António Guterres, Secretary-General of the United Nations; Members of the UN Security Council; President of the UN General Assembly
From: Prof. Dr. Zakir Kaya — Investigative Journalist
Subject: Open Letter — Restoring the UN’s Founding Commitments to Peace, Justice and Human Rights
Dear Secretary-General and Distinguished Representatives,
The United Nations was founded to prevent the scourge of war, to protect human rights, and to foster international cooperation. Eighty years later, we write to draw attention to a growing divergence between the Organization’s founding commitments and its current performance. This letter documents critical failures and proposes concrete reforms designed to restore the UN’s credibility and effectiveness.
Key Failures
-
Veto Power Paralysis: The unrestricted veto power of the five permanent Security Council members has repeatedly blocked decisive action in situations of mass atrocity.
-
Failure to Prevent Atrocities: Historic failures to intervene in genocides and ethnic cleansing—among them Rwanda and Srebrenica—underscore chronic gaps in political will and rapid response.
-
Peacekeeping Misconduct: Credible allegations of sexual abuse and exploitation by peacekeepers have undermined the moral authority of peace operations.
-
Financial Fragility: Unpredictable funding and donor conditionality weaken core UN functions.
-
Double Standards in Human Rights: The election of rights-abusing states to human rights bodies and inconsistent responses to violations erode universalism.
Concrete Reform Requests
Implement a voluntary veto moratorium for situations of genocide, war crimes, ethnic cleansing, and crimes against humanity; otherwise, automatically trigger the General Assembly’s “Uniting for Peace” procedure.
Reform the Security Council to increase geographic representation and adopt decision-making rules requiring broader majorities for critical actions.
Establish a UN-mandated, transparent rapid-response capability focused on civilian protection, with clear command, accountability, and logistical arrangements.
Strengthen peacekeeper accountability: independent investigations, victim reparations, and public reporting.
Create financial safeguards: predictable core funding and mechanisms to mitigate unilateral donor cuts.
Tighten Human Rights Council membership criteria: objective human rights benchmarks and expedited reviews.
Institutionalize civil society and victim participation in prevention and early-warning mechanisms.
Conclusion
This is not merely a critique; it is a call to action. The UN’s legitimacy rests on its capacity to protect the vulnerable and uphold justice without fear or favor. We urge you to adopt these reforms, for the sake of the millions whose lives depend on international action.
Sincerely,
Prof. Dr. Zakir Kaya
Investigative Journalist — Kaya News Agency
Date: [25/09/2025]

Yorumlar
Yorum Gönder