Bu gün görüntüleme sayısı

PROF. DR. ZAKİR KAYA'NIN EN YENİ BAŞMAKALELERİNİ İLK SİZ OKUYUN! FİLOLOJİK, TARİHİ VE BİLİMSEL DERİNLİK İÇEREN ÖZEL ANALİZLER! ENTELEKTÜEL ALANDA ÖNCÜ ARAŞTIRMALARI VE GÜNCEL TEZLERİ KEŞFET! PROF. DR. ZAKİR KAYA'NIN KALEMİNDEN DÜŞÜNCE DÜNYASINA YÖN VEREN İÇERİKLER.

Zakir Kaya: Türkiye’nin Stratejik Hava Savunması ve Kara Harekatı Perspektifi: Bölgesel Güç Dengeleri ve Geleceğin Güvenliği


Zakir Kaya:   Türkiye’nin Stratejik Hava Savunması ve Kara Harekatı Perspektifi: Bölgesel Güç Dengeleri ve Geleceğin Güvenliği


Prof. Dr. Zakir Kaya

Türkiye, 21. yüzyılın jeopolitik kargaşasında, özellikle Doğu Akdeniz ve Orta Doğu sahasında kritik bir konumda bulunuyor. Bölgesel güçlerin ve küresel aktörlerin gözü, ülkemizin hava sahasında ve kara sınırlarında oluşturacağı stratejik dengeye çevrilmiştir. Bu nedenle, hava savunma kapasitemizin güçlendirilmesi ve kara harekâtı planlamasının en gerçekçi rotalar üzerinde geliştirilmesi, milli güvenliğimizin temel taşları haline gelmiştir.

Hava Savunmasında Türkiye’nin Yükselişi

Türkiye, uzun yıllar boyunca hava sahasını koruma kapasitesini artırmak için önemli adımlar atmıştır. Rusya’dan temin edilen S-400 hava savunma sistemleri, uzun menzilli tehditlere karşı caydırıcı bir güç olarak sahnede yerini almıştır. Buna ek olarak, milli üretim Hisar-A+ ve Hisar-O+ sistemleri, yerli mühendisliğin özgüveniyle alçak ve orta irtifa savunmasında kritik roller üstlenmektedir. SİPER projesi ile ise 2026-2027 yıllarında uzun menzilli ve entegre bir milli hava savunma ağı oluşturulması hedeflenmektedir.

Ancak bu sistemlerin henüz tam entegre olmaması, NATO ile S-400’ün uyumsuzluğu ve teknolojik gelişim hızının rekabetçi atmosferde sınırları zorlaması, Türkiye’nin hava sahasında hâlâ gelişime açık alanlar olduğuna işaret etmektedir. İsrail’in F-35 gibi 5. nesil savaş uçakları, gelişmiş elektronik harp ve erken uyarı sistemleri karşısında, Türkiye’nin bu savunma kalkanını katmanlı ve etkin tutması hayati önemdedir.

Kara Harekatı: Stratejik ve Jeopolitik Kısıtlar

Bölgemizde kara harekâtı seçenekleri sınırlıdır ve özellikle Suriye üzerinden planlanan operasyonlarda dikkat edilmesi gereken pek çok unsur bulunmaktadır. Golan Tepeleri’nin yüksek ve zorlu arazi yapısı, İsrail’in askeri hakimiyeti ve hava üstünlüğü, lojistik hattın uzunluğu ve Suriye’nin karmaşık iç savaş koşulları, Türkiye’nin kara operasyonunu doğrudan tehdit eden başlıca risklerdir.

Bu zorluklar ışığında, kara harekâtının Hatay’dan Lazkiye’ye uzanan hat üzerinden başlatılması, denizden sağlanacak lojistik destek, rejim kontrolündeki nispeten stabil bölgeler ve stratejik konum itibarıyla en avantajlı seçenektir. Bu güzergah, hem askeri başarının temel taşı olacak hem de Türkiye’nin bölgedeki caydırıcı gücünü pekiştirecektir.

Türkiye’nin Geleceği İçin Cesur ve Hazırlıklı Adımlar

Barış en büyük temennimiz olmakla birlikte, bölgedeki jeopolitik gerçekler hazırlıklı olmayı zorunlu kılmaktadır. Türkiye, güçlü bir hava savunma ağı kurarak ve kara harekâtı planlarını en gerçekçi şartlara göre şekillendirerek, sadece kendi topraklarını değil, bölgesel istikrarı da güvence altına alacaktır.

Türkiye’nin bu vizyonu, sadece askeri bir strateji değil, aynı zamanda uluslararası arenada güçlü bir diplomasi, teknolojide bağımsızlık ve milli irade manifestosudur. Güçlü hava savunma sistemleri ve dikkatle planlanmış kara harekâtları, Türkiye’yi sadece bölgesel bir aktör değil, küresel barışın garantörlerinden biri yapacaktır.


Prof. Dr. Zakir Kaya
Araştırmacı Gazeteci, Yazar ve TV Program Yapımcısı
Kaya Haber Ajansı Kurucu Başkanı

Zakir Kaya:   Türkiye’nin Stratejik Hava Savunması ve Kara Harekatı Perspektifi: Bölgesel Güç Dengeleri ve Geleceğin Güvenliği



Yorumlar