Bu gün görüntüleme sayısı

PROF. DR. ZAKİR KAYA'NIN EN YENİ BAŞMAKALELERİNİ İLK SİZ OKUYUN! FİLOLOJİK, TARİHİ VE BİLİMSEL DERİNLİK İÇEREN ÖZEL ANALİZLER! ENTELEKTÜEL ALANDA ÖNCÜ ARAŞTIRMALARI VE GÜNCEL TEZLERİ KEŞFET! PROF. DR. ZAKİR KAYA'NIN KALEMİNDEN DÜŞÜNCE DÜNYASINA YÖN VEREN İÇERİKLER.

Zakir Kaya: Ortadoğu’da Güç, Meşruiyet ve Müdahale Paradoksu: 2025 ABD–İsrail–İran Geriliminde Hegemonik Kodların Yeniden Üretimi ve Filistin’in Sistemik Silinmesi


Zakir Kaya:   Ortadoğu’da Güç, Meşruiyet ve Müdahale Paradoksu: 2025 ABD–İsrail–İran Geriliminde Hegemonik Kodların Yeniden Üretimi ve Filistin’in Sistemik Silinmesi


Prof. Dr. Zakir Kaya – Haziran 2025

Özet

Bu makale, Haziran 2025’te derinleşen ABD–İsrail–İran gerilimini, yalnızca askeri-diplomatik bir çatışma olarak değil; aynı zamanda hegemonik normların, müdahale kalıplarının ve jeopolitik hiyerarşilerin yeniden üretildiği bir “çoklu kriz düzlemi” olarak ele almaktadır. Çalışma, bu kriz matrisinde Filistin’in nasıl sistematik olarak temsilden dışlandığını ve "ahlaki yük" haline getirilen bir olguya dönüştürüldüğünü teorik olarak tartışmakta; uluslararası hukuk, güvenlik epistemolojisi ve normatif temsil krizleri üzerinden çözümleyici bir çerçeve önermektedir.

Anahtar Kelimeler: Hegemonya, Meşruiyet, Müdahale, Vekâlet Savaşları, Filistin, Normatif Sessizlik, Post-Westphalia

1. Giriş: Jeopolitik Zemin Kayıyor, Normatif Yüzey Kırılıyor

Ortadoğu’daki her kriz, yalnızca bugünün güvenlik reflekslerini değil, küresel düzeyde süregelen normatif boşlukları da yeniden hatırlatmaktadır. 13 Haziran 2025’te İsrail’in İran’daki nükleer tesislere düzenlediği saldırı ve ardından ABD’nin Katar merkezli müdahalesi, klasik çatışma teorilerinin ötesine geçen çok katmanlı bir yeniden yapılanmanın işaretidir. Bu gelişmeler yalnızca stratejik çıkarlarla değil, aynı zamanda normatif çöküşlerle bağlantılıdır.

2. Kuramsal ve Kavramsal Yörünge: Hegemonyanın Post-Normatif İklimi

Makale, hegemonya olgusunu Gramsci’nin kültürel kod çözümü anlayışıyla ve Robert Cox’un tarihsel yapısalcı çerçevesiyle birleştirerek ele alır. Müdahale pratikleri ise Michael Walzer’in “Adil Savaş” (Just War) öğretisinden Johan Galtung’un “yapısal şiddet” kuramına kadar geniş bir spektrumda değerlendirilir. Ayrıca şu kavram setleri ön plana alınmıştır:

  • Epistemik temsil ve sessizlik (Edward Said)

  • Güvenliğin sosyal inşası (Barry Buzan)

  • Post-Westphalia müdahale rejimi (Stephen Krasner)

3. Vaka Düzlemi I: ABD Müdahalesi ve Hegemonyanın Restoratif Formu

Trump sonrası ABD yönetimi, uluslararası hukuku işlemsel bir angajman olarak görüp, önleyici şiddet araçlarını diplomatik inisiyatifin yerine koymuştur. ABD’nin İran’a yönelik saldırıları yalnızca güvenlik refleksi değil, aynı zamanda Çin–Rusya–İran ekseninin yükselişine karşı normatif alanı yeniden dizayn etme çabasıdır. Bu bağlamda ABD’nin stratejisi:

  • Güç temelli norm üretimi

  • Jeopolitik alanda temsil üstünlüğü

  • Diplomatik çerçevenin askıya alınması

4. Vaka Düzlemi II: İsrail’in Güvenlik Doktrini ve Önleyici Vuruşun Ontolojisi

İsrail’in “varoluşsal tehdit” söylemi, güvenliğin ontolojik bir hakikatmiş gibi kurulmasına neden olmaktadır. Bu çerçevede Mossad destekli iç operasyonlar, siber saldırılar ve vekil aktörler üzerinden sürdürülen strateji:

  • Uluslararası hukukta gri alanların genişletilmesi

  • Asimetrik eylemlerin “legitimite” içinde tanımlanması

  • Güvenliğin epistemolojik tekelleştirilmesi

5. Vaka Düzlemi III: İran’ın Asimetrik Cevabı ve Normatif Gölgeleme

İran, doğrudan konvansiyonel savaştan kaçınırken Katar, Irak ve Fransa’da gerçekleştirdiği saldırılarla Batı altyapılarını hedef almaktadır. Ancak nükleer kapasiteye ilişkin şeffaflık eksikliği, İran’ı uluslararası meşruiyet alanından kısmen uzaklaştırmaktadır. Bu bölümde, İran’ın “direniş ekseni” stratejisi Marandi ve Nasr gibi düşünürler aracılığıyla kuramsal olarak açımlanmıştır.

6. Filistin: Sessizlik Rejimi İçinde Temsilsizlik ve Tarihsizleştirme

Filistin meselesi, bölgesel güçlerin stratejik öncelikleri arasında yalnızca sembolik bir figür hâline gelmiştir. Temsil yetisinin zayıflatılması, epistemolojik olarak “sistemin dışında” bırakılması ve uluslararası toplumun refleksif sessizliği ile Filistin:

  • Bir yük, ama aktör olmayan bir figür,

  • Normatif yapının vicdan testi,

  • Ahlaki bir boşluk alanı olarak analiz edilmiştir.

Bu başlıkta, Finkelstein’ın “unutulmuş norm” tanımı ve Chomsky’nin “stratejik susturma” tespiti merkeze alınmaktadır.

7. Yöntem ve Sınırlılıklar

Bu çalışma, kavramsal çözümlemeye ve normatif eleştiri yöntemine dayanmaktadır. Ampirik veriler, seçici vaka analizi tekniğiyle teorik arka planı desteklemek amacıyla kullanılmıştır. Çalışmanın sınırlılığı, sahadan veri alınamamış olması ve olgusal gelişmelerin dinamik doğasıdır.

8. Sonuç: Ahlaki Gerçekçilik Zamanı ve Normatif Yeniden İnşa

Uluslararası sistemin yeni eşikleri, yalnızca güç projeksiyonu ile değil, norm üretiminin nasıl yapılandırılacağıyla belirlenmektedir. Filistin meselesinin geleceği, bölgelerüstü bir etik restorasyonla mümkündür. Bu bağlamda önerilen:

  • Post-normatif müdahale rejimlerinin sorgulanması

  • Epistemik sessizliğin kırılması

  • Gücün değil hukukun yeniden merkezileştirilmesidir.

    Zakir Kaya:   Ortadoğu’da Güç, Meşruiyet ve Müdahale Paradoksu: 2025 ABD–İsrail–İran Geriliminde Hegemonik Kodların Yeniden Üretimi ve Filistin’in Sistemik Silinmesi

Kaynakça (Seçki)

  • Cox, R. (1981). "Social Forces, States and World Orders". Millennium, 10(2), 126–155.

  • Walzer, M. (2000). Just and Unjust Wars. Basic Books.

  • Buzan, B. et al. (1998). Security: A New Framework for Analysis. Lynne Rienner.

  • Said, E. (1979). Orientalism. Vintage.

  • Finkelstein, N. (2005). Beyond Chutzpah. University of California Press.

  • Galtung, J. (1969). “Violence, Peace and Peace Research”, Journal of Peace Research, 6(3), 167–191.

  • Kaldor, M. (2013). New and Old Wars. Polity Press.

  • Krasner, S. D. (1999). Sovereignty: Organized Hypocrisy. Princeton UP.

Yorumlar