Zakir Kaya: Tolstoy üzerine yazmanın sebebi edebi dehası değil, “bisikleti” aslında ve bize verdiği ders…
Lev Nikolayeviç Tolstoy, Rus yazar ve askerdir. 1828 yılında Rusya’nın Tula şehrinde doğdu ve 1910 yılında hayatını kaybetti.
Tolstoy’un Bisikleti kavramı ana özet olarak hiçbir şey için hiçbir zaman geç olmadığı manasına geliyor. Gelin bunu biraz daha detaylandıralım ve hikayesine değinelim.
Tolstoy 67 yaşına geldiğinde yani 1895 yılında 7 yaşındaki evladı Vanichka hayatını kaybeder. Bu duruma çok üzülen ve derin bir iç sıkıntısına düşen Tolstoy’a Moskova Bisikletseverler Derneği bir bisiklet armağan eder. Kaybettiği evladının yasını tutarken bir yandan da 67 yaşında olmasına aldırış etmeden Tolstoy, bisiklet sürmeyi öğrenir. Tolstoy, bisikleti aldıktan sonra gündelik normal işlerini tamamladıktan sonra her zaman civardaki köylülerin şaşırmış gözlerine de aldırmadan her sabah aksatmadan kendi evinin bahçesinde bisiklete biner ve sürmeyi öğrenir.
Tolstoy’un Bisikleti?

Tolstoy’un Bisikleti
Bu noktada Tolstoy’un 67 yaşında olmasının yanısıra çok uzun ve kar beyazı sakalıyla bisiklet sürmeyi öğrenmeye çalışması bize de “Hiçbir şey için hiçbir zaman geç değildir” cümlesi ile güç vermeli. Hatta o dönemde Tolstoy’u eleştirenlere karşı şu sözle yanıt verdiği söylenir:
Öyle sanıyorum ki neşemi, dertsizliğimi paylaşmak kendi hakkımdır. Adeta bir küçük erkek çocuk gibi kendimden memnun olmamın yanlış bir yanı olamaz.
Düşünsenize, hayallerinizi ve hedeflerinizi; hatta yapmak istediğiniz onca şeyi çeşitli bahanelerin arkasına saklayarak onlardan vazgeçiyoruz fakat Tolstoy 67 yaşında, evladı yeni vefat etmişken ve eleştirici bakışlara, sözlere aldırmadan bisiklet sürmeyi öğreniyor. Peki neden biz en ufak bir zorlukta hemen vazgeçme eğilimindeyiz? Bir işe başlamadan, hedeflerimize ya da hayallerimize yürümeden bir çok engelle karşılaşıyor ya da kendimizi yapay engeller yaratıyoruz. Hatta hedefimize yürümeye başlasak bile yolda karşımıza çıkan ufak zorluklarda dahi vazgeçme, erteleme ihtiyacı hissediyoruz. Bu noktada Tolstoy bize ilham olmalı bence.
Şampiyon olmak bir gün kaybedeceğini bile bile koşmaya devam etmektir('şampıyon filminden')
Tolstoy, 1895 yılında 7 yaşındaki küçük çocuğunu kızamık sebebiyle kaybetmesinin ardından derin bir kedere kapılıp herkesle iletişimini kesiyor. Bundan birkaç gün sonra ise komşuları Tolstoy’un bahçesinden sesler duymaya başlıyor. Gidip baktıklarında ise o zaman 67 yaşında olan Tolstoy’un bisiklet sürmeyi öğrenmeye çalıştığını görüyorlar. Buna şahit olan komşular ise hayrete kapılıyor. Çünkü bunu yapan kişi, 67 yaşındaki büyük bir yazar ve acılı bir baba. Bu çarpıcı olaydan sonra Tolstoy’un bisikleti sıradan bir bisiklet olmaktan çıkıp hayatta hiçbir şey için geç olmadığının ispatı olmaya başlıyor.
Tolstoy’un bisikleti, ünlü yazar Lev Tolstoy’un hayatında önemli bir yere sahip olan bir bisikletti. Bisikleti, 67 yaşında öğrenen Tolstoy, bisiklet sürmenin özgürlük hissi verdiğini düşünmüştü.
Tolstoy ona hediye edilen bisikleti kar beyazı sakalıyla 67 yaşında sürmeyi öğrendi. 67 yaşında bisikleti öğrenmesinden esinlenerek “Tolstoy’un bisikleti” denilen bir kavram oluşmuş, “hiçbir şey için geç değil” anlamına gelen. Bir şeyler için geç kaldığını düşündüğünde Tolstoy’un bisikletini aklına getir.
Kaç yaşında, nerede ve ne durumda olursan ol içinde ulaşmak için çırpınan düşlerin varsa inan ve tutun onlara. Hiçbir şey için geç kalmadın, vazgeçmek için bahanen olmasın. Geç kalmışlık hissinin seni esir almasına izin verme. Geriye dönüp baktığında ertelenmiş bir geçmişten ziyade, başlanmış bir geçmişi yeğle. Eğer Ay gökte ki yerini alıp parlamak istiyorsa Güneşin batışını beklemelidir. Ve sen, sahnede yerini alamadığın için sahneyi terk ediyorsan ışığını kendi ellerinle öldürdün demektir. Başarıya ulaşmanı senden başka kimse engelleyemez ve başarının önündeki tek engelin yine kendin olduğunu unutma! Harekete geçmek için en doğru zaman tam da içinde bulunduğun şu andır. Adım atmak için geç kalmadın aksine tam zamanındasın. Bir şeyleri herkesle aynı zamanda yapmış olmamak sizin başarısız olduğunuz anlamına gelmez. Belki de sizin için doğru zaman henüz gelmemiştir.
“Bütün mutlu aileler birbirine benzer ama her mutsuz ailenin kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.”
Tüm zamanların en büyük roman yazarlarından biri sayılan Lev Tolstoy (1828–1910)’un Anna Karenina’sının ilk cümlesi ve hatta kimilerine göre
edebiyat tarihinin en iyi 100 giriş cümlesinden biridir.
Büyük yazar daha ilk cümlesinden, mutluluk kadar mutsuzluğun da, aile yaşamının normali olduğunu ve hatta daha da ilginç olduğunu, ilan ediyor okuyucusuna. İşin ilginç tarafı sadece Anna Karenina’nın değil, edebiyat tarihçilerine göre kendisinin de hayatının son döneminde, örneği az rastlanan mutsuz bir özel yaşamı olmuş.

Dünün sözü: “Her şeyin kendi zamanında gerçekleşeceğini bilmek, iç huzura ulaşmanın anahtarıdır.” -Lao Tzu

Yorumlar
Yorum Gönder