Antik Kolhis ve Lazika Teorisi
Bu teoriye göre, Lazlar, MÖ 13. yüzyılda Anadolu'ya gelen Hititler tarafından tanınan ve Homeros'un İlyada destanında bahsettiği Kolhis krallığının torunlarıdır. Kolhis, Karadeniz'in doğu kıyısında kurulmuş bir antik devlettir.
Kolhis halkı, Kafkas dillerinin Güney Kafkas grubuna ait olan Kolhuri dilini konuşuyordu. MÖ 6. yüzyılda Perslerin egemenliği altına giren Kolhis, daha sonra Roma ve Bizans imparatorlukları arasında bölündü. Bizans'ın hakim olduğu bölgede Lazika adlı bir krallık kuruldu. Lazika, Kolhuri dilinin bir lehçesi olan Lazca'yı konuşan bir halkın adıydı.
Lazika, 7. yüzyılda Arap istilalarına karşı direndi, ancak 8. yüzyılda Gürcistan Krallığı'nın parçası oldu. Gürcistan Krallığı, 11. yüzyılda Büyük Selçuklu Devleti tarafından yıkıldı. Bu dönemde Lazlar, Anadolu'ya göç etmeye başladılar. Anadolu'da yaşayan Lazlar, hem Gürcülerle hem de Türklerle kültürel ve siyasi ilişkiler içinde bulundular. Osmanlı Devleti'nin kuruluşuyla birlikte Lazlar, Osmanlı egemenliğine girdiler. Osmanlı Devleti, Lazları Müslümanlaştırmaya çalıştı, ancak Lazlar kendi dilini ve kültürünü korumayı başardılar.
Bu teorinin savunucuları, Lazların genetik, dilbilimsel ve kültürel açılardan Kolhis ve Lazika halklarıyla bağlantılı olduğunu iddia ederler. Genetik araştırmalar, Lazların hem Gürcülerle hem de Türklerle yakın akraba olduğunu göstermektedir. Dilbilimsel olarak, Lazca, Güney Kafkas dilleri grubuna ait olan Megrelce ile yakın bir dildir. Megrelce, Gürcistan'ın batısında yaşayan Megreller tarafından konuşulur. Kültürel olarak, Lazlar, hem Gürcü hem de Türk kültüründen etkilenmişlerdir. Örneğin, Lazlar hem Hristiyan hem de İslami inançlara sahip olabilirler. Ayrıca, Lazlar hem Gürcü hem de Türk müziği ve danslarına ilgi duyarlar.
Orta Çağ Oğuz Teorisi
Bu teoriye göre, Lazlar, Orta Çağ'da Anadolu'ya gelen ve Türkleşen bir Oğuz boyudur. Oğuzlar, Türk dillerinin Oğuz grubuna ait olan Oğuzca'yı konuşan bir halktır. Oğuzlar, 9. yüzyılda Karadeniz'in kuzeyindeki Hazar Denizi çevresinde yaşamaktaydılar. 10. yüzyılda İslamiyet'i kabul eden Oğuzlar, 11. yüzyılda Büyük Selçuklu Devleti'ni kurarak Orta Asya, İran, Irak, Suriye ve Anadolu'ya yayıldılar. Anadolu'ya gelen Oğuzlar, burada yaşayan Bizanslılar, Ermeniler, Kürtler, Araplar ve diğer halklarla karıştılar. Bu karışım sonucunda Anadolu Türkçesi adı verilen bir dil ortaya çıktı. Anadolu Türkçesi, bugünkü Türkçenin temelini oluşturur.
Bu teoriye göre, Lazlar da Anadolu'ya gelen Oğuz boylarından biridir. Lazların Oğuz kökenli olduğunu gösteren kanıtlar şunlardır:
- Lazların soyadları genellikle Oğuzca kökenlidir. Örneğin, Akbaş, Aydın, Çakır, Demir, Kaya, Özdemir gibi soyadları Oğuzca kelimelerden türemiştir.
- Lazların fiziksel özellikleri Oğuzlara benzerdir. Örneğin, Lazlar genellikle kumral veya esmer tenli, kahverengi veya siyah saçlı ve kahverengi veya ela gözlüdür.
- Lazların kültürü Oğuz kültürüyle paralellikler gösterir. Örneğin, Lazlar ataerkil bir toplumdur. Ailede erkeklerin sözü geçer. Lazlar cesaret, yiğitlik, misafirperverlik gibi değerlere önem verirler. Lazlar ayrıca Oğuz destanlarına ve efsanelerine ilgi duyarlar.
Lazlar Kafkas mı?
Lazlar, Türkiye'nin Karadeniz kıyısında yaşayan bir halktır. Lazlar, köken olarak Kafkasya'dan göç etmiş ve Karadeniz'in doğusunda yerleşmişlerdir. Lazlar, kendilerine özgü bir dil, kültür ve tarih sahibidirler. Lazlar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmalarına rağmen, etnik olarak Kafkas kökenli olduklarını iddia ederler. Peki, bu iddia ne kadar doğrudur? Lazlar gerçekten Kafkas mıdır?
Bu sorunun cevabı, tarihi ve genetik verilere bakarak aranabilir. Tarihi kaynaklara göre, Lazlar, MÖ 8. yüzyılda Kafkasya'nın güneyinde yaşayan Kolhlar adlı bir halkın soyundan gelirler. Kolhlar, Pers İmparatorluğu'nun egemenliği altında yaşamış ve daha sonra Roma İmparatorluğu'na bağlanmışlardır. Kolhlar, Hristiyanlığı kabul ettikten sonra Bizans İmparatorluğu'nun himayesine girmişlerdir. Bizans döneminde, Kolhlar, Laz ika adlı bir krallık kurmuşlardır. Lazika Krallığı, 7. yüzyılda Arap istilalarına karşı direnmiş ancak 8. yüzyılda Abbasi Halifeliği tarafından yıkılmıştır.
Lazika Krallığı'nın yıkılmasından sonra, Lazlar, Kafkasya'dan ayrılmaya başlamışlardır. Bazı Lazlar, Gürcistan'a göç etmiş ve burada Gürcülerle kaynaşmışlardır. Bazı Lazlar ise Karadeniz'in güneyine geçmiş ve burada Bizans'ın kontrolündeki bölgelere yerleşmişlerdir. Bu bölgelerde yaşayan Lazlar, Bizans'ın çöküşüne kadar Hristiyan kalmış ancak daha sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyeti altında Müslümanlaşmışlardır. Osmanlı döneminde, Lazlar, hem Türk hem de Gürcü kültüründen etkilenmişlerdir.
Genetik araştırmalara göre ise, Lazların DNA'sı, hem Kafkas hem de Anadolu kökenli unsurlar içerir. Lazların Y kromozomu (erkek soyunu belirleyen genetik materyal), %50 oranında Kafkas kökenli iken, %30 oranında Anadolu kökenlidir. Lazların mitokondriyal DNA'sı (anne soyunu belirleyen genetik materyal) ise %60 oranında Anadolu kökenli iken, %20 oranında Kafkas kökenlidir. Bu veriler, Lazların tarih boyunca hem Kafkas hem de Anadolu halklarıyla karıştığını gösterir.
Sonuç olarak,
Lazların Kafkas kökenli olduğu iddiası tamamen yanlış değildir ancak eksiktir. Lazlar, hem Kafkas hem de Anadolu halklarıyla ortak bir geçmişe sahiptirler. Lazlar, kendilerini nasıl tanımlamak isterlerse istesinler, Türkiye'nin zengin kültürel mozaiğinin bir parçasıdır
Lazların kökeni hakkında iki farklı teori vardır. Birincisi Lazları antik Kolhis ve Lazika halklarının torunları olarak görür. İkincisi ise Lazları Orta Çağ'da Türkleşen bir Oğuz boyu olarak kabul eder. Her iki teorinin de kendine göre güçlü ve zayıf yönleri vardır. Ancak, kesin bir sonuca varmak için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.
Dünün sözü: Kaç tane dil biliyorsun, o kadar insansın; ama anadilini bilmiyorsan hiçbir şey değilsin.
.jpeg)
güzel sallamışsın
YanıtlaSil