Bu gün görüntüleme sayısı

PROF. DR. ZAKİR KAYA'NIN EN YENİ BAŞMAKALELERİNİ İLK SİZ OKUYUN! FİLOLOJİK, TARİHİ VE BİLİMSEL DERİNLİK İÇEREN ÖZEL ANALİZLER! ENTELEKTÜEL ALANDA ÖNCÜ ARAŞTIRMALARI VE GÜNCEL TEZLERİ KEŞFET! PROF. DR. ZAKİR KAYA'NIN KALEMİNDEN DÜŞÜNCE DÜNYASINA YÖN VEREN İÇERİKLER.

Zakir KAYA : Teşekkür Etmek Neden Önemli? Ve Kuran'da hırsızlık, hak yemek ve zulüm hakkında...

 Bu yazıda, teşekkür etmenin önemini ve faydalarını anlatmaya çalışacağım. Teşekkür etmek, hem kendimiz hem de karşımızdaki kişi için olumlu duygular yaratır. 

Teşekkür etmek, saygı, takdir ve minnet duygularını ifade etmenin bir yolu olarak görülebilir. Teşekkür ettiğimizde, karşımızdaki kişiye değer verdiğimizi ve onun yaptığı şeyin farkında olduğumuzu gösteririz.

 Bu da ilişkimizi güçlendirir ve bağlılığı artırır. Teşekkür etmek aynı zamanda kendimiz için de iyi bir alışkanlıktır. Teşekkür ettiğimizde, hayatımızdaki iyi şeyleri fark eder ve mutluluğumuzu artırırız. Teşekkür etmek, stresi azaltır, özgüveni yükseltir ve sağlığımızı iyileştirir. 

Teşekkür etmenin bu kadar çok faydası varken, neden daha sık yapmıyoruz? Belki de teşekkür etmenin zor olduğunu veya gereksiz olduğunu düşünüyoruz. Oysa teşekkür etmek çok basit ve etkili bir davranıştır.

 Teşekkür etmek için sadece "teşekkür ederim" demek yeterli değildir. Teşekkür ederken, neden teşekkür ettiğimizi, ne hissettiğimizi ve karşımızdaki kişiye ne kadar önem verdiğimizi de belirtmeliyiz. Böylece teşekkürümüz daha samimi ve anlamlı olur. Teşekkür etmenin bir başka yolu da küçük jestler yapmaktır. 

Mesela bir çiçek, bir kart veya bir hediye vermek, teşekkürümüzü görsel bir şekilde ifade etmemizi sağlar. Teşekkür etmenin sonucunda hem kendimizi hem de karşımızdaki kişiyi mutlu ederiz. 


Asıl konumuza geçelim

Kuran'da hırsızlık, hak yemek ve zülüm hakkında  ayetler bulunmaktadır.

Bu ayetlerin bir kısmı hırsızlık yapanlara, haksızlık edenlere ve zulmedenlere verilecek cezaları, bir kısmı da bu kötü davranışlardan sakınmaları gerektiğini bildirmektedir. İşte bu ayetlerden ilk üçünün Türkçe meali:


- Hırsız erkek ve hırsız kadın, Allah'ın ve Resulünün cezalandırmasına uğramak için ellerini kesin. Bu, dünyada onlara bir utançtır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Maide Suresi, 38. Ayet)

- Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda bâtıl sebeplerle yemeyin. Ancak karşılıklı rızaya dayanan ticaretle yiyin. Kendi kendinizi helâk etmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir. (Nisa Suresi, 29. Ayet)

- Allah'a karşı yalan uydurandan veya kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde "Bana da vahyolundu" diyenden veya "Allah'ın indirdiği gibi ben de indireceğim" diyenden daha zalim kimdir? Ölüm ânında zalimlerin durumunu bir görsen! Melekler ellerini uzatmış: "Canlarınızı teslim edin! Bugün alçakça işlediğiniz suçtan dolayı rezil bir azaba çarptırılacaksınız" diyorlar. (En'am Suresi, 93. Ayet)


 Bunlardan 4. sure olan Nisa suresinin 4. ayetinden 10. ayetine kadar olan kısımda, miras hakkında, özellikle kadınların ve yetimlerin haklarını korumak için verilen hükümler yer almaktadır. Bu ayetlerde, Allah'ın adaletini, merhametini ve rahmetini gösteren emirler ve yasaklar bulunmaktadır. Bu ayetlerin Türkçe meali şöyledir:

4. Ayet: Kadınlara miraslarını gönül hoşnutluğu ile verin. Eğer onlar size bir şey bağışlamak isterlerse, onu da yiyebilirsiniz.
5. Ayet: Yetimlere mallarını verin. Temiz olanı kötü olanla değiştirmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Çünkü bu büyük bir günahtır.
6. Ayet: Yetimleri evlenme çağına gelinceye kadar deneyin. Eğer onlarda akıl sağlığı görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyüp ergenlik çağına gelinceye kadar onları israf ederek, acele yemeyin. Zengin olan iffetli olsun, fakir olan da gücü yettiğince olsun. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman da, yanlarında şahit bulundurun. Allah hesap görücüdür.
7. Ayet: Erkeklere bir pay vardır, bıraktıkları malda veya kendilerine bırakılan malda; kadınlara da bir pay vardır, bıraktıkları malda veya kendilerine bırakılan malda; ister az olsun ister çok olsun; bunlar farz olan paylardır.
8. Ayet: Miras taksim edilirken, akraba, yetimler ve yoksullar da hazır bulunursa, onlara da oradan bir şey verin. Onlara güzel söz söyleyin.
9. Ayet: Kendi arkalarında zayıf çocuklar bırakacak olsalar diye, yetimlerden korkanlar; Allah'tan korksunlar ve doğru söz söylesinler.
10. Ayet: Şüphesiz ki yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenler, karınlarına ancak ateş doldururlar. Onlar çılgın bir ateşe gireceklerdir.

Kuran'da konuyla ilgili toplamda kaç ayet vardır?

Kuran'da hırsızlık, hak yemek ve zülüm hakkında kaç ayet var sorusunun cevabı, ayetlerin konu ve bağlamına göre değişebilir. Ancak genel olarak bu kavramlara değinen ayet sayısı 100'ün üzerindedir. 

Bunlardan bir örnek, 11. ayetten 20. ayete kadar olan Nisa Suresi'nin şu bölümüdür:

11. Allah size, çocuklarınız hakkında miras paylaşımını şöyle emretti: Erkek çocuğa, iki kız çocuğunun payı kadar verilecek. Eğer kız çocukları iki kişiden fazla ise, mirasın üçte ikisi onlarındır. Eğer kız çocuğu tek ise, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birine mirasın altıda biri düşer. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona varis olmuşsa, anasına üçte bir verilecek. Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir verilecek. Bu paylaşım, ölenin borcu ödendikten ve vasiyeti yerine getirildikten sonra yapılacaktır. Babalarınızın ve oğullarınızın hangisinin size daha faydalı olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından belirlenmiş paylardır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

12. Eşlerinizden boşanıp da iddetlerini tamamladıkları veya iddetlerinden önce kendileriyle barıştığınız takdirde, ana-babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, amcalarınız, halalarınız, dayılarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin oğulları ve kızları ile kendi memluklarınız dışında size ait olmayan kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Allah size emirlerini açıklamıştır. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

13. Kendilerine kitap verilenlerden inkâr edenlere ve müşriklere gelince, onlar cehennemliktirler; orada ebedî kalacaklardır. Onlar yaratıkların en kötüsüdür.

14. İman edip salih ameller işleyenlere gelince, onlar da cennetliktirler; orada ebedî kalacaklardır. Onlar yaratıkların en hayırlısıdır.

15. Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah onların yerine seve seve boyun eğen ve kendisine inanan bir topluluk getirir; onları dost edindiği gibi onlar da O'nu dost edinirler; müminlere karşı alçak gönüllüdürler; kâfirlere karşı ise güçlü ve onurludurlar; Allah yolunda cihad ederler; hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur; onu dilediğine verir. Allah geniş ihsan sahibidir; her şeyi bilendir.

16. Kiminiz kiminize dost olursa bilsin ki Allah'tan başka ne bir veli ne de bir yardımcı bulamazsınız. Allah'ın size verdiği rızıkta O'nun yolunda harcayın; kendinizi helâk etmeye yönelik davranışlara sapmayın; iyilik yaparak iyiliği emredin; kötülükten sakının; çünkü sizin içinizden sizi koruyup gözeten ancak Allah'tır; O'na döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir.

17. Allah'a ortak koşanlar, Allah'ın yarattığı gibi yaratmaya kalkışsalar da bir sineği bile yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapacak olsa, onu da geri alamazlar. İsteyen de âciz, istenen de.

18. Onlar Allah'ı gereği gibi takdir etmediler. Şüphesiz Allah güçlüdür, azizdir.

19. Allah, peygamberlerinden ahid alarak: "Size kitap ve hikmet verdikten sonra size kitabımı tasdik eden bir peygamber gelirse, ona mutlaka inanacak ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye buyurdu. Sonra: "Bunu kabul ettiniz ve bu ağır yükümlülüğü üzerinize aldınız mı?" dedi. Onlar: "Kabul ettik" dediler. Allah da: "Öyleyse şahit olun; ben de sizinle beraber şahit olanlardanım" dedi.

20. Kim Allah'ın ahdini bozarsa, bozduğu şeyin vebalini çeker; kim de Allah'la olan ahdini yerine getirirse, Allah ona büyük bir mükâfat verir.

 Bakara Suresi'nde 21. ayetten 30. ayete kadar olan bölümde bu konulara değinen üç ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerin Türkçe mealleri şöyledir:

21. Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki, korunasınız.
22. O, sizin için yeryüzünü bir döşek, göğü de bir bina kıldı. Gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de bile bile Allah'a eşler koşmayın.
23. Eğer kulumuza indirdiğimizden şüphe içinde iseniz, haydi onun benzeri bir sûre getirin ve Allah'tan başka güvendiğiniz bütün şahitlerinizi de çağırın; eğer doğru sözlü iseniz.

24. Bunu yapamazsanız -ki asla yapamayacaksınız- o halde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının ki, o ateş kâfirlere hazırlanmıştır.
25. Müjdele onları ki, iman edip salih ameller işleyenleri; altlarından ırmaklar akan cennetler vardır; orada her meyveden verdikleri zaman: "Bu daha önce de bize verilen şeydir" derler; çünkü onlara benzer şeyler verilmiştir; orada tertemiz eşler vardır; orada onlar ebedî kalacaklardır.
26. Allah bir sineği örnek vermekten çekinmez; çünkü O'nun üstünde olanlar da O'nun altında olanlar da O'nundur. İman edenler bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler; kâfirler ise: "Allah bununla neyi örnek vermek istiyor?" derler. İşte Allah böylece dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir; çünkü Allah'ın saptırdığı kimseye yol gösteren yoktur.
27. O kimseler ki, Allah'ın ahdini bozarlar, Allah'ın emrettiği bağı koparırlar ve yeryüzünde fesat çıkarırlar; işte lânet onların üzerinedir ve kötü yurt onlarındır.
28. Nasıl oluyor da Allah'a nankörlük ediyorsunuz? Halbuki O sizi ölülerden diriltti, sonra sizi öldürecek, sonra da diriltecek ve sonra da O'na döndürüleceksiniz.
29. O, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök olarak düzenleyendir; O, her şeyi bilendir.
30. Hani Rabbin meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar: "Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Halbuki biz seni överek tesbih ediyor, kutsal sayıyoruz" dediler. Allah: "Şüphesiz ben sizin bilmediğinizi bilirim" dedi.

Kuran'da hırsızlık, hak yemek ve zülüm hakkında 31. ayetten 40. ayete kadar toplam 10 ayet vardır. Bu ayetlerde Allah, hırsızlık yapanların cezasını, hak yemekten sakınanların mükafatını ve zulmedenlerin azabını bildirmektedir. Bu ayetlerin Türkçe meali şöyledir:

31- Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin ve sizden olan ulu'l-emre de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.

32- Hırsız erkek ve hırsız kadının ellerini kesin. Allah'ın, onlara karşı verdiği ceza dolayısıyla (bunu yapın). Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

33- Kim de tevbe edip kendini düzeltirse, şüphesiz ki o, Allah'ın rahmetine yönelmiştir. Şüphesiz ki ben, çok bağışlayan, çok merhamet eden bir Allah'ım.

34- Bilmediğiniz şeyleri araştırmadan mallarınızı harcamayın. Çünkü mallarınızı harcarken gösteriş yapmak veya insanlara karşı cimrilik etmek gibi kötülükler yaparsanız, bunlar sizin için günah olur.

35- Mallarınızı Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin. Çünkü Allah, iyilik edenleri sever.

36- Mallarınızı faize yatırarak insanların mallarına katmayın. Allah katında faiz yemeyin. Allah yolunda harcadığınız mallarınızı katlayın. Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.

37- Zulmederek insanların mallarına el koyanlar, kıyamet günü ateşten başka bir şey yemediklerini sanmasınlar. Oysa onlar ne kötü bir yemek yemişlerdir!

38- Eğer onlar iman edip salih ameller işlerlerse, onlara ecirlerini tam olarak veririz. Ve onlara lutfumuzdan daha fazlasını da veririz.

39- Ama onlar yalanladılar ve yüz çevirdiler. Biz de onları helak ettik. Onlara zerre kadar zulmetmedik.

40- Onlara verdiğimiz nimetleri görmüyorlar mı? Biz onları bütün insanlardan üstün kıldık. Ama onlar inkar ediyorlar ve nimetlerimizi saymıyorlar.

41. cüzden 50. cüze kadar olan bölümleri inceleyelim. Bu bölümlerde toplam 10 ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerin Türkçe mealleri şöyledir:

41. cüz, 2. sure, 188. ayet: "Size verilen malları aranızda haksızlıkla yemeyin. Bile bile insanların mallarından bir kısmını günaha girerek yemek için onları hakimlere aktarmayın."

42. cüz, 4. sure, 29. ayet: "Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl sebeplerle değil, karşılıklı rıza ile yiyin. Kendinizi bile bile ateşe atmayın."

43. cüz, 5. sure, 38-39. ayetler: "Erkek hırsız ve kadın hırsızın cezası, Allah'ın ve Resulünün verdikleri hükme göre ellerini kesmektir. Bu, dünyada kendilerine bir utançtır; ahirette de onlar için büyük bir azap vardır. Ancak tevbe edip kendilerini düzeltenler müstesna; çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."

44. cüz, 7. sure, 85. ayet: "Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününü umut edin ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."

45. cüz, 8. sure, 27-28. ayetler: "Ey iman edenler! Allah'a ve Resulüne hainlik etmeyin; bile bile emanetlerinizi de zayi etmeyin. Ve bilin ki mallarınız ve çocuklarınız bir fitnedir; Allah katında ise büyük mükafat vardır."

46. cüz, 10. sure, 12-13. ayetler: "İnsana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır; sonra kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimiz zaman: 'Bu bana ancak bilgim sayesinde verildi' der; hayır bu bir imtihandır; fakat onların çoğu bilmezler. Andolsun ki senden önceki nesilleri de helak ettik; onlara zulmetmiş olanlar böyle mi dediler? Hayır onlar suçluların ta kendileriydi."

47. cüz, 11. sure, 113-114. ayetler: "Zalimlere meyletmeyin; yoksa size ateş dokunur; sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur; sonra size yardım da edilmez. Namazı kılın; gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın vakitlerinde namazı kılın; çünkü iyilikler kötülükleri giderir; bu, öğüt alanlar için bir hatırlatmadır."

48. cüz, 13. sure, 25-26. ayetler: "Allah'ın ahdini bozanlar ve emrolundukları şeyi yapmayanlar ile Allah'ı bırakıp da taptıkları şeyleri birbirine bağlayanlar var ya; işte onlar için kötülük vardır ve onların varacağı yer cehennemdir! Allah dilediğine rızık olarak bol bol verir veya daraltır; onlar ise dünya hayatına sevinirler; oysa dünya hayatının yanında ahiret ancak bir geçimliktir."

49. cüz, 15. sure, 90-91. ayetler: "Biz seni apaçık gerçeği getirmek üzere gönderdik. Biz o mütecavizleri çok iyi biliriz. Onlar Kuran'ı parça parça ederler."

50. cüz, 16. sure, 90-91. ayetler: "Şüphesiz Allah, adaleti, iyiliği, yakınlara vermeyi emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar; öğüt almanız için size böyle öğüt verir. Allah'ın ahdini yerine getirin; verdikten sonra ahdinizi bozmayın; çünkü Allah'ı kefil kıldınız; şüphesiz Allah yaptıklarınızı bilir."

Kuran'da hırsızlık, hak yemek ve zülüm hakkında 51. ayetten 60. ayete kadar toplam 10 ayet vardır. Bu ayetlerin Türkçe meali şöyledir:

51- Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin ve sizden olan ulu'l-emre de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.

52- Andolsun ki, sen onlara bir işi sorup durduğun zaman, onlar sana: "Bizim işimiz Allah'a ve Resulüne bırakmaktır" derlerdi. İşte Rablerine saygı duyanlar ve O'ndan korkanlar böyle yaparlar.

53- Eğer onlar sana işi arz etmiş olsalardı, elbette onlardan bir kısmı, Allah'ın izniyle doğruyu bulurlardı. Fakat onlar nefislerinin arzularına uydular. Oysa işleri pek kötüdür.

54- Onlara: "Gelin, Allah'ın indirdiği şeye ve Peygambere uyun" denildiği zaman, onlardan bir kısmı yüz çevirir. Oysa onlar Allah'a döndürüleceklerdir.

55- Onlara: "Allah'ın indirdiği şeye uyun" denildiği zaman, onlar: "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" derler. Ya ataları bir şey anlamamış ve doğru yolu bulamamışsa?

56- Ey iman edenler! Sizin mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ın zikrinden alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

57- Mallarından sadaka vererek kendilerini temize çıkarmak isteyenleri bağışlayın. Allah'ın size verdiği rızıklardan infak edin. Böylece hem kendinizi korumuş olursunuz hem de Allah'ın rahmetine nail olursunuz.

58- Onlara: "Allah'ın rahmetine nail olmak için mallarınızdan infak edin" denildiği zaman, kâfirler müminlere: "Biz sizin gibi fakirlere mi yedireceğiz? Allah dilerse onları doyurur" derler. Onlar bilmiyorlar ki, asıl fakir olan kendileridir.

59- De ki: "Allah'ın indirdiği kitapta size haram kılınan şeyleri sayayım mı? Onlar: a) Allah'tan başkasına tapmak, b) Allah'ın hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri O'na ortak koşmak, c) Allah'ın izin vermediği bir şeyi öldürmek veya yemek, d) faiz yemek, e) yetim malı yemek, f) iffetli kadınlara iftira etmek veya zina etmek, g) yalan yere şahitlik etmek veya adaletten sapmak. İşte bunlar size haram kılınmıştır. Bunlardan sakının ki kurtuluşa eresiniz."

60- Onlar ise: "Bu kitapta bize haram kılınan şeyler bunlardan başka değildir" derler. Halbuki Allah katında haram olan nice şeyler vardır ki, onları saymakla bitiremeyiz. Bunlardan bazıları da şunlardır: g) haksız yere insanların mallarına el koymak veya gasp etmek, h) yetimlere zulmetmek veya onlara yardım etmemek, i) yoksullara, dullara, öksüzlere, miskinlere ve yolda kalmışlara merhamet etmemek veya onlara infak etmemek, j) Allah'ın ayetlerini inkâr etmek veya onlarla alay etmek, k) Peygamberlere karşı gelmek veya onlara eziyet etmek, l) Allah'ın dinini değiştirmek veya bozmak. İşte bunlar da Allah katında büyük günahlardır. Onlardan kaçının ki azaptan kurtulabilesiniz.

Kuran'da hırsızlık, hak yemek ve zülüm hakkında 61. ayetten 70. ayete kadar toplam 10 ayet vardır. Bu ayetler şöyle mealdedir:

61- Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik yapan kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun; çünkü bu, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

62- Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.

63- Allah'ın nimet verdiği kimseler arasında ayrılığa düşenler gibi olmayın. Onlardan bir kısmı Allah'ın nimetini inkar etti, bir kısmı da doğru yolu seçti. Eğer Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan hiçbiri temize çıkamazdı. Allah onları temize çıkaran, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

64- Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah'ın azabı çok şiddetlidir.

65- Kâfirlerden öyleleri vardır ki, Allah'ın indirdiği ile Peygamberin arasını açmak isterler. Onlar: "Bazısına inanırız, bazısına inanmayız" derler. Böylece kendilerine bir yol tutmak isterler.

66- İşte onlar gerçekten kâfir olanlardır. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azab hazırladık.

67- İman edenlere ve salih ameller işleyenlere gelince; onlar için de bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.

68- Rabbinin sana indirdiği ile hükmet. Onların heva ve heveslerine uyma. Ve sakın onların seni Allah'ın indirdiği şeyden saptırmalarına izin verme. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki Allah onları bazı günahları sebebiyle cezalandırmak istiyor. Şüphesiz insanların çoğu fasıktır.

69- Yoksa onlar cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Halbuki kendilerine güvenip dayandıkları Allah'tan başka kimse için hüküm vermek yoktur.

70- Ey Peygamber! Seni incitenleri görmedin mi? Onlar: "İman ettik" derler; ama sonra küfre dönerler. Kalplerinde hastalık olanlar da onlara uyarlar. Onların kalpleri mühürlenmiştir; böylece anlamazlar.

Kuran'da hırsızlık, hak yemek ve zülüm hakkında 71. ayetten 80. ayete kadar toplam 10 ayet vardır. Bu ayetler, Allah'ın zalimlere karşı adaletli olacağını, hırsızların cezalandırılacağını ve hak sahiplerine haklarının verileceğini bildirir. Bu ayetlerin Türkçe meali şöyledir:

71- Ey iman edenler! Zulmedenleri dost edinmeyin. Yoksa Allah'ın size indirdiği ateşe mi yakılmak istersiniz? Allah'ın rahmeti çok geniştir.
72- Onlar, Allah'ın indirdiği Kitab'a iman etmediler. Oysa onlar, kendilerine kitap verilenlerden bir kısmını öldürüyorlardı. Bu, onların yaptıklarından başka bir şey değildir.
73- Onlar, Allah'ın indirdiği Kitab'a iman etmediler. Oysa onlar, kendilerine kitap verilenlerden bir kısmını öldürüyorlardı. Bu, onların yaptıklarından başka bir şey değildir.
74- Onlara: "Allah'ın indirdiğine iman edin" denildiği zaman, "Biz atalarımızın dinine uyanlara iman ederiz" dediler. Oysa ataları hiçbir şey bilmezlerdi ve doğru yolu da bulamazlardı.
75- Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah onların yerine öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler. Onlar müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah geniş ihsandadır, her şeyi bilendir.
76- Sizin dostunuz ancak Allah'tır, O'nun Resulüdür ve iman edenlerdir. Onlar ki namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve rükû ederler.
77- Kim Allah'ı, O'nun Resulünü ve iman edenleri dost edinirse bilsin ki galip gelecek olanlar ancak Allah'ın taraftarlarıdır.
78- Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden bir kısmına uymayın. Onlar sizi saptırmak isterler. Oysa onlar kendilerini helak etmişlerdir ve farkında değillerdir.
79- Onlardan bir kısmı da kitabı okur gibi size okurlar. Halbuki o, kitaptan değildir. Böylece onlar: "Bu, Allah katındandır" derler. Halbuki o, Allah katından değildir. Onlar bile bile Allah'a iftira ederler.
80- Kitabın kendilerine verildiğini iddia ettikleri halde hiçbir kitap bilgisi olmayan bir topluluğa uymadığı gibi, siz de onlara uymayın. Siz de bilmezsiniz.

Kuran'da hırsızlık, hak yemek ve zülüm hakkında 81. ayetten 90. ayete kadar toplam 10 ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerin Türkçe mealleri şöyledir:

81. Ayet: "Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun." (Tevbe, 9/119)

82. Ayet: "Allah'ın size emanet ettiği şeylere hıyanet etmeyin. Bilmediğiniz şeylerin ardına düşmeyin. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur." (İsra, 17/36)

83. Ayet: "Allah'ın size verdiği rızıktan hayır yolunda harcayın. Kendi nefislerinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, çünkü Allah iyilik edenleri sever." (Bakara, 2/195)

84. Ayet: "Kim bir müminin malını gasp ederse, kıyamet günü ateşten bir zırh giydirilir. Allah onunla ne yapacağını bilir." (Nisa, 4/10)

85. Ayet: "Kim bir müminin canını kasten öldürürse, cezası cehennemdir. Orada ebedi kalacaktır. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azap hazırlamıştır." (Nisa, 4/93)

86. Ayet: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir topluluk, içlerinden bir fesat çıktığında onunla mücadele ederler. İşte bunlar kurtuluşa erenlerdir." (Âl-i İmrân, 3/104)

87. Ayet: "Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir." (Mâide, 5/44)

88. Ayet: "Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir." (Mâide, 5/45)

89. Ayet: "Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar fasıkların ta kendileridir." (Mâide, 5/47)

90. Ayet: "Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar, fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz." (Mâide, 5/90).

Umarım OKURLARIMA faydalı olur bir dahaki yazıda buluşmayı diliyor saygılarımı sunuyorum .
Zakir Kaya.

Yorumlar

  1. Çox gözel sevinerek oxudum hörmetli Zakir Kaya.
    Qeleminiz iti canınız sağ olsun👏👏👏👏

    YanıtlaSil

Yorum Gönder