Zakir KAYA: DÜNYAMIZDA YAŞAYAN CANLI TÜRLERİ SAYILARI.
Yazım da dünya üzerinde yaşayan insan ve diğer türleri ele aldım umarım faydalı olur siz okurlarım için, sevgilerimle.
Dünyada kaç insan var Kaç insan
ırkı var
7,924 milyar
İnsan yer yüzünde yaşıyor.
Bu yıl yaklaşık doğum
sayısı 11,milyon.
Her yıl Dünya genelinde yaklaşık olarak 35 milyon insan açlıktan ölüyor veya ölmek üzere...
Özet:
İnsanoğlu yaşam serüveni boyunca birçok engelle karşılaştığı
için çeşitli insan ırkları ortaya çıkmıştır. Dünya
üzerinde ten rengi, saç rengi ve şekli, göz rengi, burun yapısı, kemik
sistemi yapısı gibi fiziksel özelliklerde farklılıkların olmasının
sebebi farklı yaşam şartları ve farklı bölgelerde yaşayan
insanların birbirlerine ulaşamayıp çiftleşememeleridir. Bu olaya da
bilimsel olarak "izolasyon" adı verilmektedir.
Birçok izolasyon çeşidi arasından başlıca coğrafi (habitat), zamansal, mekanik, davranışsal
ve gametik izolasyon çeşitleri diğerleri arasından en çok
bilinenleridir. Tabi ki de bu durum sadece insan değil tüm canlılar için
geçerlidir. Aynı türdeki canlıların çiftleşmelerini önleyen herhangi bir bariyer,
izolasyon yaratabilir. Bunun sonucunda da farklılaşmalar başlar ve
"ırk" kavramı ortaya çıkar; fakat bu engel ortaadan kalktığı zaman
ırk kavramı artık olmayabilir.
Giriş:
Her canlı
türünde olduğu gibi insanoğlu da birden çok türü barındırır.
Hatta bu ırklardan doğan farklılıklar kimi zaman kavgalara
kimi zaman savaşlara neden olmaktadır. Fakat bu kavgaların tümü yersizdir ve
bilimsel olarak bir ırkın bir ırka üstünlüğü yoktur. Araştırmalara
göre Dünya'da kaç ırk olduğunu ve biyolojik olarak ırk
kavramının tam olarak ne anlama geldiğini Bilginize
sunuyorum.
Dünya'da
Kaç İnsan Irkı Vardır?
Araştırmacılara
göre, bile Dünya üzerindeki milyarlarca insanı belirli ırklarla sınıflandırmak
son derece güç bir iştir. Bu nedenle de bu başlık altındaki işler genellikle
kabataslak ve bilgileri genel bir şekilde ele alarak yürümektedir. Elde edilen
istatistiklere göre, insanların %43'ü sarı, %33'ü beyaz, %24'ü siyah olduğu
görülmektedir.
İnsan ırkları, farklı koşullarda yaşayan insanların değişime
uğraması ve kendine has özellikler ortaya
çıkarmasıyla oluşmuştur. Bu ırk grupları, fiziksel özelliklerden yola çıkılarak
oluşturulmuştur. Ayrıca bu gruplandırma işlerinin incelendiği bilim
dalına antropoloji deniyor.
Kafatası
Yapısına Göre Irklar
Kafatasına
göre guplandırmada, kafanın kesit alanının (tepeden)
görünüşünün ele alınmasıyla gruplar oluşturulur. Bu temel gruplar ve
özellikleri şunlardır:
1-
Dolikosefal (Uzun kafa)
2-
Mezosefal (Orta kafa)
3-
Brakisefal (Kısa kafa)
Yeryüzünde
Yaşayan Temel İnsan Tipleri
1-
Australoid
Avustralya'da yaşayan yerliler ile çevre adalarda yaşayan insanlar ve Hindistan'ın güney bölgesindeki insanlar bu gruba girerler. Bu ırktaki insanlar genellikle dalgalı saçlara, düz bir burun yapısına, koyu bir ten rengine ve son olarak çıkık bir çene düzenine sahiptirler.
2-
Negroid (Siyahi)
Bu ırkın en dikkat çekici özellikleri ten renklerinin siyah olması, saçının kıvırcık olması ve burnun yassı bir şekile sahip olmasıdır,
3- Monogloid
Moğollar, Çinliler, Eskimolar, Kızılderililer, Japonlar bu ırkı oluştururlar. Bu ırkın ayırt edici özellikleri, bu ırk grubudaki insanların saçlarının siyah, elmacık kemiklerinin çıkık bir yapıda, göz kapaklarınınsa şişik olmasıdır.
4- Nordik
Bu insan
ırkı uzun boylu, sarışın, büyük olaslıkta mavi
gözlüdür. Tüm Dünya'ya yayılmadan önce, tarih sahnesinde ilk ortaya çıkış
yerleri Kuzey Avrupa'dır.
5-
Akdeniz Grubu
İskoçya'dan
İtalya'ya, Kuzey Afrika topraklarından da Hindistana'a kadar giden bu
bölgelerde yaşayanlar çoğunlukla bu ırk grubundandır. Genel morfolojik (dış
görünüş) özellikleri sıralayacak olursak bunlar başlıca orta boy, uzun
baş, kısa yüz ve koyu renkte göz rengi.
6- Alpin
Tip
Fransa,
Orta Avrupa ve Rusya bölgelerinde çoğunlukta olan bu insanlar kısa
boylu, geniş başlı ve düz saçlıdır.
İskelet
Yapısına Göre Irklar
Uzman araştırmacılara göre iskelet yapısına göre, Dünya'da 5 temel insan türü vardır ve diğer tüm iskelet yapıları bu ırklardaki bireylerin değişime uğraması veya diğer ırklardan girdiği bireylerle melez ırklar oluşturmalarıdır.
Zakir Kaya imzalı kitaplarına sahip olmak için linke tıklayın
1-
Caucasoid (Kafkas ırkı)
Bu
ırk Kafkasya, Akdeniz, Kuzey ve Doğu Avrupa, Kuzey Afrika, Anadolu ve Hindistan
topraklarını içine alır. Bu ırkın başlıca özellikleri düz yüz, yüksek
alın, ince dudaklar, öne çıkık ve dar burun, dalgalı
saç, vücütta tüy miktarının fazla olması, beyaz ile
kahverengi göz rengi gibi özelliklerdir.
2-
Mongoloid (Moğol ırkı)
Çin, Japon,
Eskimo, Ainu ve Kızılderililerden oluşan bu ırk ailesi, sarı deri rengi,
yüz ve vücuttaki tüylerin seyrek olması, yuvarlak yüz, çene
kemiklerinin çıkıklığı, kaş kemerlerinin az gelişmişliği, basık
burun ve yüz, kısık gözlülük, şişik
göz kapakları ve düz siyah saçlarıyla kendine has bir
görünüm ortaya çıkarıyor. En can alıcı nokta ise erkek ve dişilerin dış
görünüşleri diğer ırklarda olduğundan çok daha fazla birbirine
benzerlik göstermesidir.
3-
Congoid (Kongo ırkı)
Afrika’da
yaşayan siyahiler ve kısa boylu pigmelerini bünyesinde barındırıyor. Çok koyu
deri rengi, kıvırcık saçlar, seyrek tüylenme, kısa
bir baş, çıkık bir çene, genişçe büyük bir burun, kalın
dudaklar, az gelişmiş çene ve dar kalça kemeri.
4- Capoid
ırkı
Afrika’da
yaşayan Congoid ırkı dışındaki diğer bireyleri kapsayan ırktır. Çok uzun
boy, kahverengi- siyah renk arası deri rengi ve
kadınların kalça kısmında yüksek miktarda yağlanma bu
ırka ait özelliklerindendir. Bu ırka ait en bilinir örnek Buşmanlar adındaki
topluluktur.
5-
Avustralya ırkı (Australoid)
Avustralya
ve çevredeki takım adalarında yaşayan insan topluluklarını barındırıyor.
Avustralya ve çevresindeki adaların iklimleri birbirinden farklı olduğu için
insanlar çok farklı adaptasyonlar geçirmiştir. Bu nedenle bu ırkın özellikleri diğer
ırklar gibi sabit değil. Elbette bir ortak nokta
bulunuyor. Açık deri rengi ve geniş burun da
bu ortak noktalarından en çok rastlananıdır.
Irk
Nedir?
Kısaca
tanımlayacak olursak "ırk" kelimesi, bir
türün yalıtılmış (izole) veya hala yalıtılmaya devam
eden alt topluluklarıdır. Mesela, Küre Dağları'nın
güneyinde ve kuzeyinde yaşayan arıları ele alalım. Küre Dağları bu canlılar
arasında Küre Dağları gibi coğrafi yapılar veya yapay etkenler bariyer görevi
yapar ve bu canlılar hiçbir şekilde çiftleşemezlerse ayrı biyolojik ırklar
olarak görülürler. Bu olaya evrimsel izolasyon denir. Irk,
evrimsel süreçte yeni türlere dönüşüp farklılaşmak için geçilen ilk
aşamadır. Irklar, en başta ayrı türlerden değillerdir. Fakat Küre Dağları
örneğinde de gördüğünüz gibi aralarında bir engel olduğu için çeşitli
koşullarla başa çıkıp hayatta kalmak zorunda olurlar. Bunun
sonucunda da farklı bir tür meydana getirme yeteneğine sahip
canlı toplulukları oluşmuş olur. Eğer bu şartlar sabit kalırsa yani bahsi geçen
canlı toplulukları farklı bir ırk gibi yaşamlarının sürekliliğini sağlarlarsa
çok uzun zamanlar sonrasında farklı bir tür (bazen evrimleşme miktarına göre "alt
tür" de oluşabiliyor. Yani bu canlı bambaşka bir tür yerine
önceki halinden biraz daha farklı özelliklere sahip oluyor) evrilmiş
olur. Eğer o bahsettiğimiz doğal veya yapay engel kalkarsa ve
artık o gruplar ırk olarak görülmezler ve tek türün tek ırkı olarak
kabul edilirler.
Ayrıca bu izolasyon adını verdiğimiz faktör sadece coğrafi
etkenlerden ibaret değil. Aynı biçimde mekanik izolasyonlar da vardır. Aynı
türden canlıların üreme organlarının şekillerinin
birbirine uymaması buna örnek olarak gösterilebilir ve bunun
sonucunda da bu iki canlının farklı ırklar olduğu
söylenebilir. Başka bir izolasyon çeşidi de davranışsal izolasyondur.
Kuşlar öterek eşlerine üreme çağrısı yaparlar. Fakat bazı kuşlar daha farklı
ses çıkaran kuşu kendine eş olarak seçerler ve böylece davranışsal
izolasyon başlar. Tabiatta daha birçok izolasyon çeşidi vardır. Fakat size
bunlardan birkaçını sundum. Özetle, genlerin birbirine girmesi olayında, yani
üreme olayında ayrışmaya ve başkalaştırmaya sebep olan her etken izolasyonu
yaratan bir bariyer olarak görülür.
Irk adı verilen kavram son derece değişken bir
yapıdır. Çünkü daha önce bahsettiğimiz izolasyona neden olan bariyerler
etkisini kaybedip ortadan kalktıktan sonra ırk kavramı da ortadan kalkmış olur.
Irk kavramı canlı topluluklarının bir bariyerle karşılaşıp ayrışmaları
sonucunda ortaya çıkmış "geçici" diyebileceğimiz bir
tanıma sahiptir.
"Irk son derece dinamik ve geçici bir yapıdır."
perspektifinden baktığımız zaman bu çağda bariyerle karşılaşmış ve tek başına
yaşayan kabileler dışında hiçbir biyolojik ırk yoktur. Yani Türk, Alman, Japon,
Fransız vb. biyolojik açıdan ırk sayılmıyor. Elbette insanlık,
yaşam serüveninde türlü bariyerle karşılaşmıştır.
İnsanoğlunun ilk evrildiği bölge kabul edilen Afrika'yı gerisinde
bırakarak Dünya'ya yayıldığı son 100.000 yıl içerisinde birçok defa izole edici
bariyerlerle karşılaştığı için bu farklı ten renkleri, farklı
gözler, farklı kemik yapıları ve hatta farklı kültürler ortaya
çıkmıştır. Fakat Dünya en başından günümüzün rahat şartları altında
başlasaydı "ırk" kavramı denilen bir şey
kesinlikle ortaya çıkmayacaktı.
Dünya Üzerinde Kaç Tür Var?
Günümüzde
Dünya üzerinde -yapılan son araştırmalara göre- 1.3 milyon hata payı ile 8.7 milyon ökaryotik
("karmaşık"/"gelişmiş"/zarlı hücre yapılı)
canlı türünün, 100 milyondan fazla ise prokaryotik
("basit"/zarsız hücre yapılı) canlı türünün yaşadığı düşünülmektedir.
Bazı kaynaklara göre prokaryotik tür sayısı birkaç milyara kadar çıkabilir!
Bu
türlerin sadece çok küçük bir kısmını keşfedip, isimlendirip, evrimsel
geçmişlerine göre sınıflandırmalarını yapabildik, çünkü halen keşfedilmeyi
bekleyen milyonlarca tür bulunuyor. Kabaca bir sayı verecek olursak,
ökaryotların sadece 2
milyonunu, prokaryotların ise birkaç milyonunu keşfedebildik. Daha kendi
Dünya'mızı hiç tanımadığımız
söylenebilir.
Üstelik, günümüzde Dünya üzerinde var olan türlerin sayısı, evrim tarihinde var olmuş türlerin yanında bir hiç! Günümüzdeki türler, var olmuş tüm türlerin sadece %1'inden az! Yani var olmuş tüm türlerin %99'undan fazlası evrimsel süreç içerisinde bir noktada yok oldu.
Bu da, yine kaba bir
matematikle, şimdiye kadar 200 milyon ökaryot türü ve 10 trilyon prokaryot
türünün yaşamış olabileceği anlamına geliyor. Bu kadar türün yok olması ise
bilimde yalnızca evrimsel biyolojinin ışığında açıklanabiliyor.
Kendimizi
Dünya'nın efendileri olarak gördüğümüz için, birçok yanılgıya düşeriz.
Bunlardan birisi de, kendimizin içinde olduğu grupların sayıca üstün olduğunu
varsaymaktır.
Evet,
türümüzün şu anda zeka sayesinde diğer tüm canlılara bir baskınlık kurduğu bir
gerçek. Ancak sayıca, halen çok gerideyiz. Türümüzün baskınlık döneminden önce,
Dünya'nın hakimi olan ve bizler kadar gezegen üzerinde baskınlık kurabilen grup
dinozorlardı. Ve aslında halen onların çağı devam ediyor...
Eğer
ki karada yaşayan omurgalı
hayvanlar
düşünülecek olursa, türümüzün de dahil olduğu Memeliler
Sınıfı, yaklaşık olarak 5.500 civarında tür ile azınlık gruplardan birisi! Şu
anda kara omurgalıları
arasında baskın olan grup, en az 10.000 türü bulunduğu düşünülen Kuşlar Sınıfı.
Yani Dinozorlar Süperailesinin günümüzdeki 2 temsilcisinden birisi (diğeri de
timsahlardır). Dinozorların doğrudan torunu olarak hayatta kalmayı başarmış ve
halen tür sayısı bakımından baskınlığını sürdürebilen bir canlı grubu... Bunun
haricinde karalarda 9700 civarında sürüngen türü, 7000 civarında amfibi türü
yaşıyor. Omurgalıların açık ara en baskın olan grubu ise, karada yaşayamayan
hayvanlar olsalar da balıklar... En az 30.000 farklı türlerinin günümüzde
hayatta olduğu düşünülüyor.
Elbette
omurgalıların dışına çıkacak olursanız, baskınlık dengeleri alt üst oluyor.
Çünkü hiçbir omurgalı türünün en az 85.000 türü olduğu bilinen yumuşakçalarla,
47.000 civarında türü olduğu düşünülen deniz kabuklularıyla, 1.1 milyon
civarında araknid türüyle yarışması mümkün değil.
Eh, bunlar da bitkilere karşı ciddi bir
azınlıklar: 282.000 civarında çiçekli bitki türü olduğunu
söylememiz yeterli olacaktır sanıyoruz ki...
Mantarlar? 1.5 milyon civarında türü olduğu
düşünülüyor.
Tek hücreli prokaryotlar? Tutucu bir tahminle 10.000 civarında türü olduğu düşünülüyor; ancak sınıflandırma bilimcilerin neredeyse tamamı, ortalama 50.000.000 farklı prokaryot türünün Dünya'da yaşadığında hemfikir gibi...
·
Memeliler - 5.600 tür - 5.501 tür - %98
·
Kuşlar - 10.500 tür -
10.064 tür - %96
·
Sürüngenler - 12.000 tür
- 9.547 tür - %80
·
Amfibiler - 15.000 tür -
6.771 tür - %45
·
Balıklar - 45.000 tür -
32.400 tür - %72
·
Kabuklular - 150.000 tür
- 47.000 tür - %31
·
Yumuşakçalar - 200.000
tür - 85.000 tür - %43
·
Örümcekler - 600.000 tür
- 102.248 tür - %17
·
Böcekler - 5.000.000 tür
- 1.000.000 tür - %20
Alemler birazcık tartışmalı olmakla birlikte 5 gruba ayrılmış. Geleneksel olarak taksonomik alemleri Bitkiler, Hayvanlar, Mantarlar, Protistalar olarak ayırmaktayız. Çoğu zaman okullarda da bu şekilde öğretilir.
Ancak protistalar öylesine ilginç bir grup ki, evrimsel süreçte öylesine farklı ve yumuşak geçişler gösteren ara türleri (ve onların günümüzdeki temsilcilerini) içerisinde barındırıyor ki, bilim insanları "protista" tanımının çok geniş olduğu kanaatinde... Bu nedenle Kromistler ve Protozoalar diye iki yeni alem geliştirildi ve günümüzde oldukça yaygın bir şekilde kullanılıyor,
Bilin bakalım bu ayrım neye göre yapıldı?
Eskiden protista olarak bildiğimiz grup içerisinde bitkilere daha yakın
olanlarla, hayvanlara daha yakın olanlara göre! Çünkü protistalar, muhtemelen
mantarlar, bitkiler ve hayvanlar için bir temel gruplar. Bir diğer deyişle,
bitkilerin, mantarların ve hayvanların ortak atası, günümüzdeki protistalara
benzeyen canlılardı.
Ancak bu ortak atalar farklılaştıkça,
bitki-benzeri ve hayvan-benzeri canlı grupları evrimleşti. Günümüzde de bu
ataların torunları halen protistalar içerisinde (atalarından oldukça farklı
olmakla birlikte) yaşıyorlar. Bilim insanları, kloroplastlara sahip olan algler ve benzerlerini Kromista isimli bir gruba
ayırdılar. Protozoa ise, kelimenin tam anlamıyla "ön hayvan" demek!
Bunlar, hayvan-benzeri davranışlar gösteren, hayvansı özelliklere sahip olan
canlılardır.
Aslında Kromistler ve özellikle Protozoa çok önceden beri kullanılmakta olan taksonomik gruplar. Ancak bunlar bazı taksonomlar olarak resmi alemler olarak kullanılmaya başladı.
Bundan önce bu ikili resmi bir taksonomik grup
olarak kabul edilmiyordu (taksonomiden anlayanlar için, sadece "klad"
olarak geçiyorlardı).
Bu isimlendirme halen genel geçer kabul gören
bir durum değil. Her zaman olduğu gibi, taksonomlar bu konuda da sürekli kavga
halindeler. Ancak yine de evrimin anlaşılması açısından faydalı bir örnek
olduğu kanaatindeyim.
.
Daha gezegenimizde tanıyacağımız o kadar fazla
canlı türü var ki!
Her biriyle tanışıp, evrimsel geçmişlerini
aydınlatmak için sabırsızlanıyoruz. Çünkü her biri, bize kendimizle ilgili daha
fazla bilgi verme potansiyeline sahip!
KAYNAK
https://evrimagaci.org/irklar-ve-izolasyon-biyolojik-olarak-irk-nedir-683
https://www.bilgiustam.com/kitalararasi-irklarin-fiziksel-ozellikleri/
http://www.renklinot.com/kultursanat/faydali-bilgiler/dunyada-kac-cesit-insan-irki-vardir.html#Insan_Irklari
Hiç yorum yok