Kıymetli okuyucular, başlık ilginizi çekti ki yazıyı okuyorsunuz varsayıp başlıyoruz kısaca mevzumuza...
Mevzumuz; faiz, dolar, enflasyon: Dolayısı ile doların yükselip düşme olayı.
Diyelim ki ben bir ekonomistim. (aslında değilim!)
Bu yüzden sizler gibi düşünüp, sizler gibi bir bakış açısıyla az değineyim konuya.
Sayın ERDOĞAN Faiz sistemini bozacağım diye yola çıktı.
Konuyu tartışmaya kapattı.
Piyasa karıştı, doların freni patladı, tüm engelleri yıkarak yürüdü.
Kaf dağına doğru yol almaya başladı...
Sayın ERDOĞAN her konuştuğunda,
dolar biraz daha vahşileşti, tozu dumana kattı.
Artık tek çare bizim geri vites yapmamızdı, bu "dev" e karşı ülke olarak geriye hamle yapmamız
kaçınılmaz hale geldi.
Peki nasıl olacak!
faizi serbest ettik dersek ayıp olacak,
diye düşünülmüş olacak ki başka bir isim bulundu.
Ekonomist değilim (!) ama
açaklamasak da olmayacak: Benim yüz liram bankada yatıyor, dolar on lira kâr ederse
parama eklenecek; ama adı dolar kârı olacak,
faiz değil anladık mı?
Peki, anladık diyelim.
10 lira faiz aldık (farklı bir isimle); peki ülkemiz için değişen ne?
Değişen şu kıymetli okuyucular:
Biz kendi paramıza faiz verince, enflasyonu zor da olsa kontrol edebiliyoruz; ama doları
veya dövizi kontrol edebilir miyiz, asla edemeyiz!
Yani ata sözlerinde karşılık arayalım,
İnatla murad olmaz...
Ülkemizi yıpratmayalım, inat ediyoruz.
Böyle böyle yapacağız diyoruz, yapamayınca da pat geri vites yapıyoruz; zararı halk
vergileri ile ödüyor...
Rahip olayında yaşadığımız zarar gibi habire hatada
ısrar ile,
bindiğimiz dalı kesiyoruz... Ha kel Hasan, ha keçel Hasan... Ha faiz, ha döviz getirisi ikiside faiz değil mi?
Daha neler yazılır...
Ben bir ekonomistim. (aslında değilim!)
De neyse, bu kadar ile yetinmek lazım; malum sebeplerden dolayı...
Sevgi ile kalın.
Zakir Kaya - Sizden Biri
Yorumlar
Yorum Gönder